Uyanış Destanı
Sayfaya git: 1, 2, Sonraki

Ultima Online Forum -> Role Play
 
Yazar
Mesaj
Diaglo
Oyuncu

Avatar

Yaş: 39
Kayıt: 21 Tem 2010
Mesajlar: 13

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Diaglo
Oyuncu
Uyanış Destanı Konu: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
Luna sınırındaydı, heryer puslu ve karanlık. Çerasiz ve korku içinde bir ışık görmeye çalışıyordu. Biraz zaman sonra Şehir ışıklarını gördüğünde bütün korkusu gitmişti, artık insanların arasına katılma zamanı gelmişti...

Luna kapısını geçti, etrafında ne olup bittiğini anlamaya çalışırcasına heycanlıydı. Kimdi bu insanlar? Ne arıyorlar burada? Burası Neresi?...

Birden bir dilencinin seslenmesiyle irkildi,

- Heeyy, bana para verirmisin yabancı?

Biraz endişeli şekilde cevap verdi,

- Şey, benim hiç param yok.

Dilenci sert bir şekilde,

- Seni budala!

Oradan hemen uzaklaştı ve hızla bir lokantaya girdi. Etrafındaki herkez karnını afiyetle doyuruyordu. Orda bulunan ihtiyar Muko onu farketti. Anlamıştı hemen, çaresizdi gördüğü kişi. Lokantada çalışan birine Muko,

- Şu, gri pelerinli gençi bana çağır.

Garson yanına yaklaştı ve kulağına fısıldadı,

- Gel, seni Bay Muko çağırıyor Beni takip et!

Çalışanın arkasından Muko'nun yanına geldi ve "Merhaba Efendim" dedi. Muko şöle bi baktı ve,

- Sen nerden geldin buraya?

- Ben, bilmiyorum efendim, diye cevap verdi.

Muko yemek masasından kalkarak,

- Benimle gel!, dedi.

Lokantadan çıkıp Luna'da bulunan bir marangozhaneye girdiler. Burası Muko'nun yeriydi ve kimse bulunmuyordu. Muko dikkatlice izledi genci, sadece baktı baktı baktı. Daha sonra kısık bir ses tonuyla,

- Sende bişey hissediyorum, dedi.

Ne yapıcağını ve ne diceni bilemiyen genç sadece durdu, Muko'yu izledi oda. Dediklerinden bişeler anlamaya çalışıyordu. Kendini bile tanımıyordu. Yine sorular sormaya başladı, Bura Neresi? Kim Bu Yaşlı Adam? Ne İstiyor Benden?

Muko,

- Artık burada çalışıcaksın, bu dükkanda Kral saraylarının malzemeleri yapılıyor. Sende bana yardımcı olucaksın. Hee birde, (Sinirli bir bakışla) diğerleri gibi kaçarsan sonun kötü olur, diyerek çalışma önlüğünü fırlattı ellerine...

Biraz bakındı etrafına, makinelere. Burası ne kadarda büyük bir marangoz yeriydi. Bunları nasıl öğreniceğinden yakınırken birden Muko sesli bir şekilde odasına yanına çağırdı,

- Evlat! Hemen yanıma gel.

Hızlı bir şekilde soluğu Muko'nun odasında aldı,

- Evet efendim geldim, dedi.

- Senin bir adın olmalı, söle bakalım.

Biraz tedirgin birazda çekingence,

- Şeyy, benim adım yok efendim.

Yaşlı Muko biraz durdup düşündükten sonra,

- Bundan sonra adın Oliver. Şimdi git işinin başına, ben çağırana kadar orda kal.

Odadan çıktı genç, durdu. Cama yöneldi ve dışarıyı izlemeye başladı. İçinden, Oliver. Oliver. demeye başladı. Sevmişti bu ismi, artık o Muko'nun yeni bir çocuğuydu...

Ertesi gün marangozhaneye biri girdi, belliki çok acelesi vardı. Direk Oliver'ın yanından Muko'nun odasına girdi,

- İhtiyar, Kral seni bekliyor.

Muko direk yerinden fırlıyarak,

- Tamam, hemen geliyorum, dedi.

Odadan hızla tekrar çıkan haberci, Oliver'a baktı, güldü ve,

- Önlüğün yakışmış, dedi.

Muko odasından çıktı ve Oliver'a seslendi,

- Çabuk hazırlan Kral bizi sarayına bekliyor, ÇABUK!

Hızla Dükkandan çıktılar ve sarayın yolunu tuttular.

Saraya vardıklarında kapıdaki nöbetçiler durdudu onları,

- Dur! Nereye böle ihtiyar?

- Bizi Kralımız emretmiş.

- Tamam, AÇIN KAPILARI!

Saraya yavaşça girdiler. Oliver gözlerini pür dikkat açmış etrafına bakıyordu. Heryerde muhafızlar, savaşçılar vardı. Sarayın içine girdiklerinde onları Kralın uşağı karşıladı,

- Gelin! Gelin! Acele Edin.

Hemen apar topar Kralın huzuruna çıktılar. Kral öfkeliydi, sebebi oğlunu eğitmekte kullandığı tahta kılıç kırılmıştı. Oğlu çok üzülmüştü. Muko'da tahta kılıcı yapan marangozdu!

Oliver'a sessizce Muko,

- Ben ne yaparsam sende yap!, dedi.

Muko Kralın huzurunda eğildi ve ardından Oliver. Muko,

- Beni çağırmıssınız Kralım.

- Sen! yaşlı sersem. Benim oğlumu nasıl inciltirsin?

Korku İçinde Muko,

- Efendim, bir hata olmalı. Ben en iyi tahta kılıcı yaptım oğlunuz için, dedi.

Ama bu Kralı sakinleştirmeye yetmedi ve ölüm fermanı gelmişti...

- Götürün bu soytarıyı, asın bunu.

Oliver ne olup bittiğinden tam emin değildi. Yanından muhafızların kaldırıp götürdüğü Muko'yu izliyordu. Bu onu son görüşüydü...

Kral arkasını döndü Oliver'a söLe dedi,

- Sen Kimsin? Seni daha önce Muko'la görmemiştim.

Oliver ayağa yavaşta kalktı, kısık bir ses tonuyLa,

- Oliver efendim, dedi.

- Oliver he. Güzel. Bundan sonra oğLum büyüyene kadar sen yapıcaksın tahta kılıçlarını, dedi.

Muhafızlar Oliver'ı tutup dışarı çıkarttılar. Artık o bu kocaman dünyada yanLızdı, marangozhane ona kaLmıştı. Ne yapıcağı hakkında en ufak bir biLgisi yoktu.

Luna'ya döndü ve marangozhaneye girdi. Etrafına baktı, baktı, baktı. Artık o bir marangoz ustası oLmaLıydı. Aldı eLine yontuLmuş odunLarı ve bailadı çeşitLi şekiller yapmaya. Az zaman sonra kapı açıLdı. İçeriye bi küçük çocuk girdi,

- Merhaba.

- Merhaba, dedi Oliver.

- Şeyy, ben senden kılıç isticektim.

Oliver dizleriyle çocuğun önüne eğiLdi ve omzundan tutarak,

- Sen daha küçük değiLmisin, napıcaksın kılıçı?

- Benim kimsen yok, kendimi korucam. Luna'da herkez bana kötü davranıyor.

Oliver çocuğa baktı, onunda kimsesi yoktu. Oda oLiver gibi yanLızdı. Biraz düşündükten sonra,

- Bana yardımcı oLursan bu dükkanda, sana kılıç yaparım, dedi.

- Çocukta hiç düşünmeden kabul etti.

Yine Oliver kader arkadaşı bulmuştu. Artık o marangozhane ikisinindi...

Akşam çökmüştü Luna sokaklarına, heryerde fenerler yanıyordu. Işıl ışıl oLmustu Luna, herkez evLerine dağıLmış, Oliver ve küçük çocuk camın önünde ay'ı izliyorLardı.

Oliver'ın aklına, Muko'nun odasına girdiğinde "ben izin vermeden bu odaya girme" sözü akLına gelmişti. Acaba odada ne vardı? Benden ne gizLiyordu?

Odanın kapısını yavaşça açtı, tam karşısında kilitli tahtadan sandık. Sandığın kilidini kırdı ve açtı. Sandığın içinde Uyanış Kılıcı vardı.Eline yavaşça aldı, kılıç adeta ay gibi parlıyordu.

Bu kılıç onun kadreni değiştiricekti...

Yeni bir gün daha doğdu Luna sokaklarında, güneş kendini yavaşça gösteriyordu. Oliver gözLerini açtı, yatağının yanındaki pencereden gündoğumunu izLiyordu. Birden odanın kapısı hızLa açıLdı, gelen küçük çocuk Coo'du,

- Heyy, hadi uyan! kalk hadi! yeni bir gün, bugün bana kılıç tutmayı öğreticektin.

- (Oliver gülümseyerek) Hadi bakalım, dedi.

Dışarı çıktılar, bahçeye, tertemiz bir Luna sokağı. Oliver yapmış olduğu iki tane tahta kılıçtan birini verdi Coo'ya,

- Hadi, göster kendini küçük savaşçı, dedi.

Çok eyleniyoLardı, Oliver artık kendini tanımaya ve yetiştirmeye başlamıştı. Günün birinde kendisini koruması gerektğini oda biLiyordu.

Bahçede biraz zaman geçirdikten sonra, Luna sokaklarında dolaşmaya başladılar. Oliver kendini artık o insanlardan biri gibi görüyordu. Aklında artık o tuhaf soruLar yoktu.

Luna'dan çıktıLar, ormanda yürüyüş yaparken birden karşıLarına bir Gargoyle çıktı. Coo çok korkmuştu, Oliver'ın arkasına sakLandı. Gargoyle etraflarında yavaşça dolaşıyordu,

- Hııı, ne arıyorsunuz burda. Benim topraklarımda! (kötü bir gülümseyişLe) Luna'dan çok uzaktasınız, dedi.

Oliver Uyanış Kılıcını çekti ve,

- Bana ve kardeşime dokunursan seni öLdürürüm, dedi.

Gargoyle kılıcı görür görmez,

- (Şaşırmış bir şekiLde) O.. O sensin.

- Kimim? Beni kim sanıyorsun, dedi Oliver.

- Uyanış mabedinin kılıcı o eLindeki. Efendimizin kılıcı, ama bu nasıL oLur? Efendimiz bu kılıcı sakLamıştı! Sende ne arıyor bu kılıç.

- Bana bunu Muko verdi.

Gargoyle,

- O kılıcı eLinde tutabiliyorsun. Sen osun! O kılıcı sadece Efendimizin oğLu tutabilir. Lanetli bir kılıçtır.

Oliver biraz düşündükten sonra Muko'nun ellerinin yanmış oLduğunu hatırLadı.

Oliver,

- Peki sen kimsin?

- Ben.. Efendimiz, ben babanızın sadık Gargoyle'siyim.

Gargoyle kanatLandı,

- Benim gitmem gerekiyor efendim, dedi ve gökyüzüne doğru kanat çırptı..

Oliver,

- Durrr! Gitme. Babam nerde?

Gargoyle sesLendi,

- Uzakta, çok uzakta efendim, dedi ve gözden kayboLdu.

Oliver ve Coo hemen Luna'ya döndüler. Marangozhaneye girdiLer, Oliver kılıçı çıkarttı, kılıç hava karardığında parLıyordu. Kılıçtaki güç onu içine çekiyordu. Oliver artık kaderini yazıcaktı...


O gün iyice dinLendiLer, Oliver ve Coo yoLa koyuLdular. Luna'dan çıktıLar ve yine ormanın derinLikLerine iLermeye başLadılar. Onları büyük bir mecare bekLiyordu, Oliver babasını buLmaya giyordu..

Ormanda yavaşça iLerliyorlardı, her an bişe oLucak gibi Coo korkuyor Oliver onu yanından hiç ayırmıyordu. Coo'nunda bir kılıçı vardı, oda Oliver gibi önündeki engellerle savaşıcaktı. Oda bunun farkındaydı ve Oliver ona cesaret verdikçe kendine güveni artıyordu. Ama ne kadarda oLsa o küçük bir çocuktu..

Ormanı nihayet geçmişLerdi, önLerine bir dağ çıktı. Tırmanmaya başLadılar, dağın zirvesine geldiklerinde aşağıya baktıLar ve bir crystal kampı gördüLer. Ordan geçmeLeri için onLarLa savaşmaLarı gerekiyordu. Yere uzandıLar görmesinLer diye ve Oliver düşünüyordu. Buradan nasıL geçicez?

Coo,

- Savaşmak zorundamıyız?

- Bilmiyorum küçük Coo, buradan geçmek sandığımızdanda zor oLabiLir.

Oliver biraz düşündükten sonra Uyanış Kılıcını çıkarttı ve "Hadi küçük Coo iLk zaferimizi bunLarda aLaLım!" dedi. Önlerinde 3 tane acımasız crystal duruyordu. Dağdan yavaşça inmeye başLadıLar, kamp ateşini gördü Oliver, akLından "Demekki burda Crystal'lere yardım eden bir insan var" diye düşündü. Ateş crystal'leri etkisiz haLe getirebiLirdi.

- Coo, ateşi görüyormusun.

- Evet, dedi küçük Coo.

- Eyer Ateşe onLarı yakLaştırırsak öLürLer, dedi.

Crystal'ler çok akılsızdı ve hiç düşünemezlerdi. Küçük Coo,

- Tamam ateşe çekeLim onları.

Oliver ve Coo ateşin arkasına geçtiLer ve diğer tarafındaki Crystal'lere taş atamaya başLadıLar. Crystal'ler yavaşça ateşe yakLasıyolardı..

Ateşe yakLaştığında Crystal'ler öLmüştü. Coo çok sevinmişti, çünkü bu onun iLk büyük bir yaratık öLdürmesiydi. Oliver,

- Aferin sana Coo, dedi ve sarıLdı.

Kampları doLaşmaya başLadıLar, yicek erzak arıyoLardı.

- Bence burdan hemen uzakLaşaLım ve yoLumuza devam edeLim, dedi Coo.

- Tamam hadi!, dedi Oliver.

Kampı arkaLarında bıraktıLar. Yollarına devam ediyoLardı, daha bir çok engel onları bekLiyordu...


------------------

Devam Edicek.

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 Tem 2010 20:17, Değiştirme: 27 Tem 2010 11:06 (Toplamda 5 kere)
Sergulath
Büyük Usta

Avatar

Yaş: 39
Kayıt: 18 Tem 2010
Mesajlar: 309
Cinsiyet: Erkek

Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Sergulath
Büyük Usta
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
Adam düzgün tahta kılıç yapamadığı için ölüyor ha?Pff

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 Tem 2010 20:21
ByFacia
Büyük Usta

Avatar

Yaş: 30
Kayıt: 07 Tem 2010
Mesajlar: 368
Cinsiyet: Erkek
Nerden: Demet

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
ByFacia
Büyük Usta
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
Okuyunca yazasım geldi :D

Emeğe saygı güzel olmuş kardeşim :d

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 Tem 2010 21:59
Rin
Üstad



Yaş: 39
Kayıt: 21 Tem 2010
Mesajlar: 295
Cinsiyet: Erkek

Durumu: Çevrimdışı

Rin
Üstad
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
Gayet iyi sayılır bence =) Ufak yazım yanlışları var ama olsun. Uyanış destanı diye görünce korktum bi an cCc Role Play cCc falan mı diye ama amacından saptırmamışsın eline sağlık.

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 Tem 2010 22:15
Diaglo
Oyuncu

Avatar

Yaş: 39
Kayıt: 21 Tem 2010
Mesajlar: 13

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Diaglo
Oyuncu
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
Tesekkurler arkadaşLar, devam edicem ama kasmaktan vakit buLamıyorum :) yazım yanLışLarı içinde özür diLerim farketmeden oLuyor. Birde Sergulath demişsin tahta kılıçtan adammı öLür. Ben bu dediğini komikLik oLarak aLıyorum, şöLe açıkLıyim. Orta çağ devrinde geçiyor oLay, bugunku Bi Cumhurbaşkanına yapmıyosun kıLıcı :) Kralın gözünde zavallı oLan bir marangozcuya tepkisi ne oLabiLirdiki? ...

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
23 Tem 2010 6:55
Orome
Oyuncu



Yaş: 30
Kayıt: 12 Tem 2010
Mesajlar: 59
Nerden: Elf Diyarı

Durumu: Çevrimdışı

Orome
Oyuncu
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
"Diaglo" gayet güzel bir çalışma genel olarak çok beğendim :) Devamını bekliyoruz..

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
23 Tem 2010 8:21
BeaLzeBuB
Yasaklı



Yaş: 42
Kayıt: 07 Tem 2010
Mesajlar: 1,797
Cinsiyet: Erkek

Teşekkür: 22

Durumu: Çevrimdışı

BeaLzeBuB
Yasaklı
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
hikayene orta dünyadan daha fazla şey katarsan çok başarılı olabilir.

birde benim zevkim karakterlerin güzelce tasvir edilmesinden yana. oliver'ın muko'nun tasvirlerini okuyucuların gözlerinde canlandırabilecekleri şekilde yazarsan en azından ben okurken daha fazla zevk alırım.

"üzerinde toprağın iyice parçaladığı, toprak kırmızısı renkte, kalın iple amatörce dikilmiş bir hırka vardı.." gibi..

bunlar yapıcı eleştiriler. emeğine sağlık dostum.

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
24 Tem 2010 14:30
Kro
Efsane



Yaş: 39
Kayıt: 16 Tem 2010
Mesajlar: 675
Cinsiyet: Erkek

Durumu: Çevrimdışı

Kro
Efsane
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
sen rp yap boşver kasmayı böyle daha eğlenceli

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
24 Tem 2010 15:58
Barlas Branch
Oyuncu

Avatar

Yaş: 32
Kayıt: 20 Tem 2010
Mesajlar: 64
Nerden: Cehennemin Dibinden

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Barlas Branch
Oyuncu
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
eline sağlık arkadaşım güzel olmuş ama demeden geçmek istemiyorum bence oliver'ın yada muko'nun betimlemelerini yap gözümde canlanmadı ama devamını beklerim güzel olmuş. icon_clap.gif icon_clap.gif

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
24 Tem 2010 16:34
Diaglo
Oyuncu

Avatar

Yaş: 39
Kayıt: 21 Tem 2010
Mesajlar: 13

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
Diaglo
Oyuncu
Uyanış Destanı Konu: Yanıt: Uyanış Destanı
Alıntıyla Cevap Gönder
Tesekkurler, vakit buLdukça yazıyorum :) Bugun biraz daha yazdım..

 
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
27 Tem 2010 11:06
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 19 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız