Alıntı:
Tehdit Kavramının Tanımı,
Genel olarak, tehditten maksat, özgürlüğünü sınırlamasına rıza göstermesi için, mağdurun veya bir yakınının ağır ve haksız bir zarara uğratılacağının, mağdura bildirilerek korkutulmasıdır.[20] Öğretide, manevi cebirle tehdidin aynı tanıma tekabül edip etmedikleri konusu ihtilaflıdır. Bazı müellifler; manevi cebirle tehdidin aynı tanım içinde değerlendirilemeyeceğini, tehdidin, unsur ve niteliklerini kazanmamış bir manevi cebir hali olduğunu ileri sürmektedirler. Buna mukabil, bazı müellifler ise, her iki kavramın aynı anlama geldiği veya incelenen cürümler bakımından, fiilin vasfı olarak tehdit niteliği almış olan manevi cebirin şart olduğunu düşünmektedirler.[21] Bir kimseye, gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan gelecekteki bir zararı, kötülüğü muhtemel olarak göstermeyi, haber vermeyi ifade eder. Bir kötülüğün sadece gerçekleşebileceği imkanını ifade etmek tehdit durumunu oluşturmaz, failin bunu gerçekleştirebileceğini mümkün göstermesi gerekmektedir. Eğer bu şart yoksa, kötülük veya zarar failin iradesine bağlı değilse tehditten değil uyarıdan söz edilir. Bir doktorun hastasına, "morfin almaya devam edersen hayatını kaybedersin" şeklindeki sözleri tehdit fiilini oluşturmaz. Çünkü bu sözler uyarı niteliğindedir. Hastanın morfin kullanması doktorun iradesinde değildir. Tehditle, muhtemel gösterilen kötülük hayata yönelik olabilir. Ancak, bu şart değildir. Tehdit, fiziki bütünlüğe, hürriyete, iffete, şerefe yönelik de olabilir. Tehdit fiilinin, gerçekleşmesi ancak hukuken korunan bir menfaate yönelik olmalıdır.[22] Tehdit, şahsa taallûk edebileceği gibi, bir hak veya hukuken tanınmış bir menfaat de tehdit konusu olabilir. İkna ve telkin hudutlarını aşmayan sözler tehdit değillerdir. Hak sahibinin, ağır bir zararla tehdit edilmesi şart değildir, tehdidin objektif ağırlığı, kanunun tasrih ettiği yerlerde aranır, Türk Ceza Kanunu, m. 191