Macera sürüyor. Jesus, Fakir ve Britannia Lordlarýnýn yaþamlarý tehdit altýnda. Peki sonuç ne olacak? Buyrun, okuyun, görün...

Önceki bölümde Mondain kapýdan geçtikten sonra kendini British'in kalesinin önünde bulur.




Mondain kalenin içlerine doðru ilerlemektedir. Jack, öldürdüðü muhafýzlarýn cesetlerini þüphe çekmesin diye saklamýþ olsa da, Mondain kalenin bu kadar boþ olmasýndan kuþkulanýr ve adýmlarýný hýzlandýrýr.




Mondain : Sen kimsin?
Jack : Adým Jack. Daha önce karþýlaþmamýþtýk sanýrým... Neyse önemli deðil. Hançerim için bir hedef daha.
Mondain : Ne ile karþý karþýya olduðunu bilmiyorsun yabancý. Ýnsanlara zarar vermeyeceðime dair yemin ettim. Beni
zorlama.
Jack : Sen artýk ölüsün Mondain. Buradaki diðer herkes gibi.
Mondain : Öyle olsun. Savaþa hazýrlan!





Her ne kadar zayýf düþmüþ de olsa, Mondain bir dizi büyü ile Jack'i sersemlettikten sonra saldýrmasýna bile fýrsat
vermeden felç eder. Ölümüne ramak kalan Jack kendini toplarlar ve aðzýndan birkaç sözcük dökülür.




Sonunda Sosaria bir beladan daha kurtulmuþtur. Ancak çok daha büyük problemler vardýr.




(Mondain onlara, olan biteni anlatýr...)

British : Peki þu sana kapýyý açan kiþi. O'nu tanýyor musun?
Mondain : Hayýr. Bana yalnýzca acele etmemi, kapýnýn diðer tarafýnda bana ihtiyaç olduðunu söyledi.
Blackthorne : Anlaþýlan bu gölge adam her kimse, burada olan biteni biliyormuþ. Ama kim o? Bizi neden kurtarmak
istesin ki?
British : Lan ne abuk sabuk sorular soruyorsun sende!
Mondain : Peki bu adamý kim gönderdi? Daha da önemlisi sizi kim, neden öldürmek istesin?
British : Muhtemelen Richman gönderdi. Jack buraya gelmeden biraz önce Richman bize iþ teklifinde bulundu ancak
reddettik.
Mondain : Ne iþi? Detaylarýný söyledi mi?
Blackthorne : Hayýr. Gizli olduðunu söyledi. Ýþ konusunda baþka bilgi vermedi...
Jesus : Burada vakit kaybediyoruz. Discmen ve Erective'den hala haber yok. Onlarý bulmamýz lazým.

Fakir : Minoc'a gitmeliyiz...
Jesus : Fakir haklý. En son oradaki olayý araþtýrmak için gitmiþlerdi. Orada bir iz buluruz...
British : Madem öyle ben de sizinle geliyorum. Artýk bu iþin sonu gelmeli. Ya sen Blackthorne?
Blackthorne : Þüphen mi var?
British : Ben de öyle düþünmüþtüm... Mondain, sen de gelecek misin?
Mondain : Benim yapacak daha önemli iþlerim var. Þu adam, artýk her kimse, onu bulmam lazým.
British : Peki. Sen bilirsin...
Jesus : Hadi gidiyoruz!
Mondain : Bekleyin. Hala biraz gücüm var. Size Minoc yakýnlarýna bir kapý açabilirim sanýrým.

(Büyülü birkaç sözcük fýsýldar ve bir kapý açýlýr...)

Mondain : Minoc'da büyü gücü yok. Bu yüzden tam olarak oraya açamadým. Muhtemelen ormanlýk bir alanda çýkacaksýnýz.
Dikkatli olun. Bu adam yalnýzca bir kuklaydý. Ýþin ucunda kim varsa, Jack'in ölümünü zaten göze almýþtýr. Bu size yapýlan
son saldýrý olmayacaktýr. Ben iþimi çabuk bitirebilirsem size katýlýrým. Þimdi gidin...
Jesus : Teþekkürler Mondain. Gidelim...

Jesus, Fakir, British ve Blackthorne gittikten sonra, Mondain küreyi kullanarak esrarengiz kurtarýcýsýna ulaþmaya çalýþýr.
Küre ilk baþta loþ bir ýþýk yaymaktadýr. Mondain büyülü sözcükleri fýsýldadýkça kürenin yaydýðý ýþýk giderek artar ve
en sonunda büyücü küreyi elinden býrakmak zorunda kalýr. Bir süre parladýktan sonra küredeki ýþýk söner ve ardýndan
fýsýltýya benzer bir ses duyulur. Lakin bu ses, kurtarýcýsýnýn deðil kendisini öldürmek isteyenin sesidir.

Esrarengiz Ses : Anlaþýlan oradan da kurtulmayý baþarmýþsýn Mondain. Çok etkilendim. Ama fazlasýyla canýmý sýkmaya baþladýðýný da söylemem gerekir.
Mondain : Her kimsen beni iyi dinle. Bir çok büyücü ile karþýlaþtým ancak hiç pes etmedim. Þimdi de etmeye niyetim
yok. Beni mi istiyorsun? Gel de al o zaman!
Esrarengiz Ses : Küstahlýðýnýn bedelini çok aðýr ödeyeceksin.
Mondain : Boþ laflar.


Mondain tek elini parmaklarý açýk biçimde küreye doðrultur, birkaç sözcük mýrýldanýr ve küre birden paramparça olur.
Büyücü son enerjisini de bu büyü için kullanmýþtýr ve dinlenmesi gerekmektedir. Mondain, dinlenmeden önce birþeyler
içmeye karar verir.




Mondain : Maura?
Maura : Görüþmeyeli çok uzun zaman oldu. Nerelerdeydin? En son yönetim kuruluna girdiðini duymuþtum...
Mondain : Çok uzun hikaye, Maura.
Rebecca : Siz ikiniz tanýþýyor musunuz?
Maura : Evet. Tahmin edebilceðinden daha iyi tanýþýyoruz.

Bütün bunlar olup biterken, Erective ve Discmen hala esirdir.



Rose : Artýk sizin boþ laflarýnýza inanmýyorum Discmen.
Erective : Nasýl istersen öyle düþün. Ama bu iþin sonunda öleceksin.
Rose : Hala mý tehdit. Haline bak Erective...
Discmen : Senin için tehdit unsuru olan biz deðiliz Rose...
(Bu sýrada bir muhafýz koþar adýmlarla yaklaþmaya baþlar...)
Muhafýz : Lady Rose, Lord Richman geldi. Toplantý odasýnda bekliyor.
Rose : Üzgünüm ama konuþmamýzý ertelememiz gerekecek. Gidelim...
Richman : Rapor ver Rose.
Rose : Efendim; Jack, Jesus ve Fakir'i elinden kaçýrmýþ.
Richman : O'na güvenmek baþlý baþýna bir hataydý zaten! Nerede þimdi?
Rose : O'nu en son Britannia'ya gönderdim. O'nunla karþýlaþmadýnýz mý?
Richman : Hayýr. Ben oradan ayrýldýktan sonra ulaþmýþ olmalý. Eðer bu sefer de baþarýsýz olursa...
(Ayný muhafýz bu sefer yüzünde bir korku ifadesiyle yaklaþýr...)


Muhafýz : Böldüðüm için baðýþlayýn efendim. Lord Jack...
Richman : Ne olmuþ O'na? Lafý geveleme de konuþ!
Muhafýz : Olayý izleyen adamýmýzýn söylediðine göre, Mondain...
Richman : Mondain mi? O'nun bu olayla ne ilgisi var! Tamam çekilebilirsin.
Rose : Bu Mondain aklýmý kurcalýyor. Efendinin onunla ilgili planlarý olduðunu söylemiþtiniz...
Richman : Görünüþe göre kurtulmuþ. Jesus, Fakir, British ve Blackthorne. Bu dördünü de istiyorum! Yapabilirsen
canlý aksi takdirde ölü ama istiyorum!
Rose : Emredersiniz, Lord Richman.
Richman : Rose! Eðer baþaramazsan geri dönme!
Rose : Anladým efendim.

Bu konuþmanýn ardýndan Rose, Britannia'ya doðru yola çýkar. Richman'de Discmen ve Erective ile görüþmeye gider.



Discmen : Bizden ne istiyorsun Richman?
Richman : Ben mi? Haha! Ben hiç birþey istemiyorum. Ama efendim size biraz kýzgýn. Özellike sana Discmen. Yine de
sizi canlý istiyor.
Discmen : Ne efendin ne de sen umrumda deðilsiniz! Efendine söyle benden istediði her neyse alamayacak!
Richman : Bunu hep birlikte göreceðiz. Hem de çok yakýnda.

Jesus, Fakir, British, Blackthorne dörtlüsü ise Minoc þehrine ulaþmýþlardýr.



Jesus : Lord Discmen ve Lord Erective'i arýyoruz. Buraya geldikleri haberini aldýk.
Komutan : Evet efendim. Bize koprunun bu tarafýna geçmemizi söylediler.
British : Þimdi nerdeler?
Komutan : Bilmiyorum efendim. Madencilere sordum, madenden ayrýldýklarýný söylediler.
Fakir : Bu madenciler þimdi nerde?
Komutan : Son baktýðýmýzda maden giriþindeydiler, efendim.
Blackthorne : Kaç kiþiler?
Komutan : Efendim burada madencilerden söz ediyoruz. 50 kiþi bile olsalar 10 adamým yeterli olacaktýr...


Blackthorne : Lord Erective ve Lord Discmen'i ele geçirdiklerinden þüpheleniyoruz. Þimdi soruma cevap ver komutan!
Komutan : Giriþte beþ kiþi var efendim. Ancak içeride var mý, varsa kaç kiþi var bilmiyoruz.
Jesus : Bütün muhafýzlarý toparla komutan. Gerekirse zorla içeri gireceðiz.
Komutan : Emredersiniz! Toparlanýn, madene giriyoruz!




Madenci : Bu iþin Britannia'yý ilgilendirdiðini de nerden çýkardýnýz?
British : Sosaria'da olup biten herþey Britannia'yý, dolayýsýyla da beni ilgilendirir...
Komutan : Kapýdan hemen çekilmediðiniz takdirde zorla içeri gireceðiz!
(Bu sýrada Fakir komutana fýsýldar...)
Fakir : Eylemi yürüten madenciler bunlar mý? Ýþe yeni baþlamýþ olmalýlar...
Komutan : Bize gelen bilgiye göre eylemin öncüleri deneyimli madencilerden oluþuyor.
Fakir : Yanlýþ bilgilendirilmiþsiniz. Eðer öyle olsaydý kesin tanýrdým. Bunlarý hayatýmda ilk kez görüyorum.
Jesus : Bu bilgiyi size kim verdi?
Komutan : Vali elbette. Bu þehirde yalnýzca Vali olaðanüstü hal ilan edip þehir muhafýzlarýný devreye sokabilir.

Jesus : British, Blackthorne bu iþle ilgili burnuma kötü kokular geliyor. Siz ikiniz korumalarýnýzý alýp þu Vali'yi
ziyarete gidin. Biz burayý araþtýrýp sizin yanýna gelene kadar bir þey yapmayýn. Komutan, bu madencilerin her birinin baþýna
iki muhafýz dik. Biz içerideyken birþey yapmaya kalkmasýnlar.
Komutan : Emredersiniz!
Blackthorne : Tamam. Dikkatli olun. Yürü Brit. Belki tavla vardýr þu Valide...
British : Hey Allahým ya...

Jesus ve Fakir, muhafýzlar eþliðinde madene girerler ve araþtýrmaya baþlarlar.



Jesus : Bu madenleri en iyi sen biliyorsun Fakir? Bu çukur niye açýlmýþ olabilir?
Fakir : Bu bir çukur deðil ki... bu bir tünel!
Jesus : Ne tüneli? Madende tünelin ne iþi var?
Fakir : Þimdi öðreniriz. Ýçeri giriyorum...
Jesus : Dikkatli ol!
(Jesus'a bir ömür gibi gelen birkaç dakikanýn ardýndan Fakir yüzü simsiyah þekilde geri döner...)
Jesus : Fakir? Ýyi misin? Ne oldu ne gördün içerde?
Fakir : Tünel çöktü! Az daha pestil oluyordum! Ama tünel belli bir yerden sonra düz ilerliyor, þu tarafa doðru...
Jesus : Yani...
Fakir : Hapishane! Tüneli hapishanedekileri çýkarmak için kazmýþlar! Ama orada buna deðecek kim var ki?
Komutan : Efendim, 7 yýl kadar önce Jack ve 1 yýl önce de Rose isimli iki suçlu ömür boyu hapse mahkum edildi...
Jesus : Jack ve Rose. Erective onlardan bahsetmiþti. Jack öldü ancak Rose hala yaþýyor! British ve Blackthorne'a
gitmeliyiz.
Fakir : Bana kalýrsa bu tüneli kazanlar, tünelden çýkanlar hakkýnda da bilgi sahibidir.
Jesus : Haklýsýn. Komutan! Dýþarýdaki tüm madencileri tutuklayýn!
Komutan : Ama efendim, Vali?
Jesus : Eðer yanýlmýyorsam Vali de bu iþin içinde zaten. Sen dediðimi yap.
Komutan : Emredersiniz! Lord Jesus'ý duydunuz! Hepsini tutuklayýn ve sorgu odasýna götürün!

Birkaç dakika sonra Vali'nin yanýnda.



British : Ben anlamam kardeþim! Mars oldun iþte!
Blackthorne : Hadi caným ben kurtulurdum ordan! Hatta oyunu bile alýrdým...
British : Yok daha neler! Ben kazandým iþte. Sen kaçtýn, hükmen galibim.
Blackthorne : Yok ya? Senin anan güzel mi?
British : Bana bak!
Jesus : Bakýyorum da çok iyi anlaþýyorsunuz. Hehe...
British : Seninle sonra görüþeceðiz Blackthorne...
Vali : Lord Jesus. Bu yaptýðýnýzýn sebebini öðrenebilir miyim?
Fakir : Merhaba Lord...? Bir dakika. Ýyide bu Vali deðil ki?
Jesus : Nasýl yani? Emin misin Fakir?
Fakir : Elbette eminim. Minoc Valisi asla Shadow setle dolaþmaz. Ben ona düzinelerce Mytheril set yaptým. Ayrýca
gerçek Vali keldi...

Vali : Bu kadar saçmalýk yeter! Muhafýzlar atýn þu adamlarý dýþarý!
Komutan : Olduðunuz yerde kalýn! Üzgünüm efendim, Lord British'in emri var...
Jesus : Komutan. Valiyi de tutuklayýn.
Vali : Pardon, duyamadým?
Komutan : Sayýn Vali, Lord Jesus'ýn emri üzerine tutuklusunuz! Götürün!

Muhafýzlar Valiyi götürsün, yani tutuklasýn, biz Mondain'e bir bakalým...



Maura : Rebecca, bu günlük barý erken kapatabilir miyiz?
Rebecca : Nasýl istersen. Zaten adam akýllý müþteri de yok...
Mondain : Erken kapatmak mý? Neden ki?
Maura : Sana anlatacaklarým var. Ýlgini çekeceðinden eminim...

Bir süre sonra Maura ve Rebecca'nýn evinde...



Maura : Seninle küre aracýlýðýyla konuþan kiþi, yýllardýr bu topraklarda hüküm süren tarikatýn lideri.
Mondain : Geçen sene savaþtýðýmýz tarikat mý?
Maura : Evet.
Mondain : Peki benden istediði nedir? Neden beni öldürmek için o kadar zahmete girsin ki?
Maura : Amacý seni öldürmek deðil, birliðine katmak.
Mondain : Öyle mi? Tabirentte olanlardan sonra buna inanmak güç!
Maura : Kendi iraden olduðu sürece asla hizmet etmeyeceðini biliyor. Bu yüzden...
Mondain : Beni öldürüp, bir hortlak olarak geri getirecek. Peki kim bu?
Maura : O'nu sen benden daha iyi tanýyorsun...
Rebecca : Maura, bundan emin misin? Kendini tehlikeye atýyorsun!
Maura : Bunu öðrenmeli Rebecca. En azýndan kiminle karþý karþýya olduðunu bilmeli.
Mondain : Kim?

Maura : Ölüleri diriltebilen kaç kiþi tanýyorsun Mondain?
(Mondain'in yüzü birden bembeyaz kesilir...)
Mondain : Peki sen bu kadar çok þeyi nerden biliyorsun?
Maura : Biliyorum. Çünkü ben O'nun ölü bildiði kýzýyým...

Bu sýrada Erective ve Discmen, artýk ümitsiz bir þekilde beklemektedirler...

Richman : Canýnýz sýkkýn gibi bir haliniz var. Yoksa ko...
(Ayný muhafýz, bu sefer kanter içinde ve soluk soluða içeri girer...)
Richman : Aaa yeter ama!
Muhafýz : Lord Richman!
Richman : Ne var! Çabuk söyle ve git!
Muhafýz : O geldi! Efendimiz! O burda!
Richman : Ne? Geldi mi? Çabuk kapýnýn önünden çekilin!



-- Öf be! Nasýl güzel bitti di mi? --

sunanýn emegine saglýk gerçekten güzel olmus

süper olmþ

ABÝ SÜPER YA BAÞTAN SONA OKUDUM AMA ÞU 10 NUMARAYDI :d

Lord British'in silah arkadaþý olan Lord Warheru'da havale iþlemleri için bankadadýr. Her sýradan insan gibi O'da sýra numarasý alýp beklemektedir. Bu þekilde kimse O'nun aslýnda kim olduðunu bilmemektedir.


:d

Güzel ayrýntý

Oku oku bitmedi ama sorulara koptum :P Parantezler harika :P

Çok güzel bir çalýþma, ama....

Senin Muittin'in RP leri de en az bu seri kadar güzel, World of UO 2'de koymuþtun foruma yine bekliyoruz bak unutma :)

aaynen

Ellerine saðlýk Süper olmuþ.