Parça 1 |
Yazar
Mesaj
-Söz konusu her ne kadar umut kelimesini bilmesem de, masallarda, sokaklarda duydum.Şimdi o hiç bir zaman göremediğim soyun kavramı ben aramak için, onu görmek için buraya geldim."her zaman bir umut vardır"
diye düşündü Samil sol yanağına dayanmış kılıcın verdiği umutsuzluk ile.
-Yanlış zamanda yanlış yerdesin sefil!
Mağaranın içinde yakınlandı bir kaç kere bu umudunu yok eden sözler. Ama böyle olması çok anlamsızdı onun için, kötü bir şey yapmamıştı, yapmıyordu ve yapmayacaktıda. İnançları bunu öğretmişti ona.
-Sen karar veremezsin
Belirgin, yeşil gözleriyle tüm cinler adına "o"'nun yüzüne bakarak söyledi. Esmer teni sertdi sanki karanlık madenlerde büyümüştü, sakalları saçları anlamsızdı sanki salaş görünümü ona hiç bir zaman bir esiriyle bu kadar uzun konuşmadığını anlatıyordu. Boyu uzun gövdesi iriydi çevrede yükselen bir dağ gibi...
Samil gözlerindeki son görüntünün bu olmamasını umut ediyordu. Her şeyin bir umuda bağlı olması... Düşünmesi bile ürkütücüydü.
-Lütfen, buraya evimdeki hanımım, çiftliğimde ki tavuklarım, ağaçlardaki kuşlar, sokaklardaki çocuklar, lütfen! buraya kendim değil onlar için geldim onlarında tek umudu benim!
Kılıçla uygulanan baskıyı arttırmıştı, biraz kan... Yeşil gözlerin altından akan.
Yanaklarından aşşağıya doğru belli belirsiz kimi zaman hızla süzülen kan. Sonunda aceleyle toprağa kavuştu.
"O" anlamsızca güldü, zevkli bir gülüştü, eğlenceli karışık, değişik.
-Sizler, bizlerin umurunda değilsiniz, zerrede olmayacaksınız...
Artık süzülen bir kaç damla kan değildi... Omuzlarının dik duruşları bozuldu Samil'in ama ister istemez boynunu eğdi. Sırtı dik... Kafası ise mağaranın soğuk zemininde...
diye düşündü Samil sol yanağına dayanmış kılıcın verdiği umutsuzluk ile.
-Yanlış zamanda yanlış yerdesin sefil!
Mağaranın içinde yakınlandı bir kaç kere bu umudunu yok eden sözler. Ama böyle olması çok anlamsızdı onun için, kötü bir şey yapmamıştı, yapmıyordu ve yapmayacaktıda. İnançları bunu öğretmişti ona.
-Sen karar veremezsin
Belirgin, yeşil gözleriyle tüm cinler adına "o"'nun yüzüne bakarak söyledi. Esmer teni sertdi sanki karanlık madenlerde büyümüştü, sakalları saçları anlamsızdı sanki salaş görünümü ona hiç bir zaman bir esiriyle bu kadar uzun konuşmadığını anlatıyordu. Boyu uzun gövdesi iriydi çevrede yükselen bir dağ gibi...
Samil gözlerindeki son görüntünün bu olmamasını umut ediyordu. Her şeyin bir umuda bağlı olması... Düşünmesi bile ürkütücüydü.
-Lütfen, buraya evimdeki hanımım, çiftliğimde ki tavuklarım, ağaçlardaki kuşlar, sokaklardaki çocuklar, lütfen! buraya kendim değil onlar için geldim onlarında tek umudu benim!
Kılıçla uygulanan baskıyı arttırmıştı, biraz kan... Yeşil gözlerin altından akan.
Yanaklarından aşşağıya doğru belli belirsiz kimi zaman hızla süzülen kan. Sonunda aceleyle toprağa kavuştu.
"O" anlamsızca güldü, zevkli bir gülüştü, eğlenceli karışık, değişik.
-Sizler, bizlerin umurunda değilsiniz, zerrede olmayacaksınız...
Artık süzülen bir kaç damla kan değildi... Omuzlarının dik duruşları bozuldu Samil'in ama ister istemez boynunu eğdi. Sırtı dik... Kafası ise mağaranın soğuk zemininde...
Kod:
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 1 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |