Gray Fox !!!! Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Gray Fox ve çetesi gittikçe büyüyor. Büyük şehirlerde dahi rahat yok artık. Amacını anlayan herkez onlara katılıyor. Büyük bir savaş başlamak üzere. Onun yolundan ilerleyen baska çetelerde var artık. Yakın önüne gecilemicek bir gücü olucak. muhafız şefi Hieronymus Lex kuyrugunu bacaklarının arasına kıstırıp ortadan kayboldu. Lordlar ise korkudan kalelerinden cıkamıyorlar. Yaşasın Gray Fox.
Gray Fox ve çetesi gittikçe büyüyor. Büyük şehirlerde ki zulümlerden dolayı gözden ırak yerlerde yeni damarlar bulup orada maden çıkarmaktaydım. Ama çeteleri artık heryerde! Sanırım o çetenin üyesi Ziyan benim tüm malzemeleri gasp etti atımı katletti. Burdan yetkililere sesleniyorum. Bu duruma el atın. biz zanaatkarlar cok zor durumcayız artık. Yardımlarınıza muhtacız...
Gray Fox'un yüzünü gördüğüm zamanı unutmuyorum. O zamanlar Tamriel'de yaşıyordum, hapisten yeni çıkmıştım ve şimdikinden çok daha gençtim. Elbette Tamriel'de de herkesin varlığını bildiği fakat kimsenin bahsetmediği bir Hırsızlar Loncası vardı. Gray Fox, Hırsızlar Loncası'nın lideri olarak bilinirdi, fakat yüzünü gören kimse yoktu. Yüzündeki o maske, efsanevi Nocturnal's Cowl Gray Fox'un simgesi, onun kimliğini gizleyen bir perdeydi adeta. O zamanlar yaşamımı sürdürmek için her gün ufak tefek erzak ve kumaş çalıyordum. Yaptığımdan gurur duymuyordum tabi. Ama bu çok, çok eskidendi. Hırsızlar Loncası'nın beni bulması uzun sürmedi. Verdikleri görevleri, benden yapmamı istediklerini yaptım. Sabırla ve iradeyle, lonca içinde daha yüksek mevkilere geldim. Artık yaptığım şeyden utanç duymuyor, hevesle ve ciddiyetle işimi yapıyordum.
Bir gün yoldaşlarımdan biri Gray Fox'un beni görmek istediğini söyledi. Çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Bruma'da bir evin bodrumunda karşıladı beni. Hırsızlar Loncası'nın lideri için daha gösterişli bir mekân beklerdim, ama böyle olmamasının bir gerekçesi vardı, bunu daha sonra anladım. İlk konuşmamızda benimle pek ilgili değil gibiydi, fakat daha sonraları gözümün tam içine bakarak ve ciddiyetle konuşmaya başladı. Kendisinden bizzat görev almaya başladığımda ilk konuşmamızın üzerinden 3 yıl geçmişti. Verdiği görevleri özenle yerine getiriyor, onun gözünde bir değere sahip olmaktan gurur duyuyordum. Genelde verdiği görevler Anvil adlı kentin içinde oluyordu, ve sadece görevi yerine getirmemi değil, orada olan biteni bana anlatmamı, gelişmeleri ona bildirmemi de istiyordu. Anvil, huzur içinde, insanların ve koru elflerinin beraber yaşadığı, dul bir kontesi olan ufak bir kentti. Kontes Umbranox kimseyle görüşmezdi, fakat kalede onunla vakit geçiren hizmetkârlarının dışarı sızdırdığı kadarıyla, işleriyle sabahtan ilgilenir ve günün geri kalan kısmında kederli bir şekilde odasına kapanırdı. Tüm bunları Gray Fox'a anlatırdım. Neden Anvil ile ilgilendiğini ise sormak istemedim, çünkü Gray Fox sorular değil, sonuçlar isteyen biriydi.
Bir gün Gray Fox beni karşısına aldığında hiç bir şey söylemeden yarım saat oturduk.Aklımdan geçenler çok karmaşık olurdu Gray Fox'un karşısında, çünkü kim olduğunu bilmediğim biriyle bu kadar çok vakit geçirmem bana hep garip gelmiştir. Nocturnal's Cowl sanki garip bir efsun yayıyor, Fox'un karşısındakini kendini küçük hissettiriyordu. Onun bir maskeden çok daha öte bir şey olduğunu anlamak çok zor değildi.
Fox sessizliğini bozduğunda düşüncelerimden uyandım ve tekrar o maskenin ardındaki gözlere baktım. "Senden çok basit bir şey istiyorum," diye başladı. Elini cebine götürdü, bir yüzük çıkardı ve elime yerleştirdi. "Bu yüzüğü al, ve Kontes Umbranox'a götür." dedi. Merakıma yenilip, "Bu nedir ?" diye sordum. Gray Fox oturduğu sandalyeden kalkıp yüzümle aynı hizaya geldi ve bir süre sessizce durduktan sonra, "O anlayacaktır." dedi. Nocturnal's Cowl'un arkasındaki gözler buğuluydu, ve o gün Gray Fox'un içinden ağladığını farkettim.
Anvil'e gittiğimde gece olmuştu. Anvil Kalesi'ne girerken yalan söylemedim. Yüzüğü gösterip Kontes'e vermek istediğimi söyledim. Bir şey gizlemeye gerek yoktu, ne de olsa ironik bir şekilde bir şey almaya değil, bir şey vermeye gelmiştim. Kontes yüzüğü görünce hemen bana, "Bunu nereden aldınız ?" diye sordu. Ve ben daha cevabını veremeden omzumun üzerinde bir yere bakışları kilitlendi, ve adeta donakaldı. Arkama döndüğümde onu gördüm, Gray Fox oradaydı. İçeri nasıl girdiğini ve nasıl farkedilmediğini sorgulamadım bile, ama niye bizzat kendinin geldiği merak ettiğim bir şeydi. Ağır ağır yaklaşırken, "Milona.." diye fısıldadı, fakat kaledeki herkes o kadar şaşkın ve öyle sessiz bir şekilde kala kalmıştı ki, bu fısıltıyı salondaki herkes duydu. "Corvus ?!" dedi Kontes Umbranox, gözlerinden yaşlar adeta durmaksızın süzülüyordu artık.
Fox maskesini çıkardı. Kontes'in önünde diz çöktü ve, "Üzgünüm Milona, sana bunca yıl yaşattığım acı için.." dedi. Anvil Kontesi Milona Umbranox için bu kadarı çok fazlaydı. Gözleri kararmış olacaktı ki bir iki adım sendeledi, ve "Neden beni bırakıp gittin ?! Burada sana eksik gelen neydi ?! Yaşadıklarımı bilemezsin !" diye haykırdı ve yüzünü yere çevirdi. "Ama biliyorum Milona," diye yanıtladı Gray Fox, ya da kimliğini öğrendiğime göre, Corvus Umbranox, Anvil'in eski Kont'u. "Yıllardır seni izledim, belki kendi gözlerimle değil, ama başka gözlerle. Marcos, önündeki genç adam bana bu konuda özellikle çok yardımcı oldu. Gitmemin sebebini anlamanı beklemiyorum Milona, ama bu kalenin duvarlarının dışında senin yaşadığından çok farklı bir hayat var. Sefalet, açlık ve kaos var. Güçlülerin haklı olduğu, gücü yetmeyenlerin ezildiği bir dünya. Buraya kapanıp tüm bunlara göz yumamadım, çok üzgünüm Milona..". Sesi son kelimelerde giderek azalmıştı.
"Niye buraya geldin Corvus ? Yıllar önce açtığın yaraları deşmek için mi ? Bunca yaşanandan sonra geri dönemeyeceğimizi, eskisi gibi olamayacağımızı biliyorsun."
"Buraya tekrar Kont olmaya gelmedim Milona. Seni son bir kez görmeye geldim. Ve yüzüğümü sana vermeye. Yaşadığımı bil, uydurma bir efsane olmadığımı, ve seni düşündüğümü bil. Ama yapmam gereken başka şeyler var. Yarın sabah Tamriel'i terkediyorum. Sosaria'ya gidiyoruz, çünkü oradaki insanların da toplumun alt tabanından gelen bir adalete, eşitlik için bir mücadeleye ihtiyacı var."
Sosaria'ya "gidiyoruz" demesi dikkatimi çekti. Benim de onunla geleceğimi biliyordu. Tek bir çıt çıkarmadan attığı adımlarıyla usulca Milona Umbranox'un yanına gitti, elini avcuna aldı ve zarifçe öptü.
"Hoşçakal Milona."
Milona Umbranox'un, Anvil'in Kontesi'nin yüzünde bir kızgınlık ifadesi yoktu. Mavi gözlerinde yanlızca anlayış vardı. Corvus'a inanıyor ve yapmak istediği şeyi anlıyordu. Gitmesi gerektiğini biliyordu. Fox, Nocturnal's Cowl'u başına geçirdi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Ben de ardından yürüdüm. Biz kapıdan çıkarken kimse bizi durdurmadı, kimse tek kelime etmedi. Kontes Umbranox ise buğulu gözleriyle biz gözden kaybolana kadar gözünü kocasından ayırmadı.
Bir gün yoldaşlarımdan biri Gray Fox'un beni görmek istediğini söyledi. Çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Bruma'da bir evin bodrumunda karşıladı beni. Hırsızlar Loncası'nın lideri için daha gösterişli bir mekân beklerdim, ama böyle olmamasının bir gerekçesi vardı, bunu daha sonra anladım. İlk konuşmamızda benimle pek ilgili değil gibiydi, fakat daha sonraları gözümün tam içine bakarak ve ciddiyetle konuşmaya başladı. Kendisinden bizzat görev almaya başladığımda ilk konuşmamızın üzerinden 3 yıl geçmişti. Verdiği görevleri özenle yerine getiriyor, onun gözünde bir değere sahip olmaktan gurur duyuyordum. Genelde verdiği görevler Anvil adlı kentin içinde oluyordu, ve sadece görevi yerine getirmemi değil, orada olan biteni bana anlatmamı, gelişmeleri ona bildirmemi de istiyordu. Anvil, huzur içinde, insanların ve koru elflerinin beraber yaşadığı, dul bir kontesi olan ufak bir kentti. Kontes Umbranox kimseyle görüşmezdi, fakat kalede onunla vakit geçiren hizmetkârlarının dışarı sızdırdığı kadarıyla, işleriyle sabahtan ilgilenir ve günün geri kalan kısmında kederli bir şekilde odasına kapanırdı. Tüm bunları Gray Fox'a anlatırdım. Neden Anvil ile ilgilendiğini ise sormak istemedim, çünkü Gray Fox sorular değil, sonuçlar isteyen biriydi.
Bir gün Gray Fox beni karşısına aldığında hiç bir şey söylemeden yarım saat oturduk.Aklımdan geçenler çok karmaşık olurdu Gray Fox'un karşısında, çünkü kim olduğunu bilmediğim biriyle bu kadar çok vakit geçirmem bana hep garip gelmiştir. Nocturnal's Cowl sanki garip bir efsun yayıyor, Fox'un karşısındakini kendini küçük hissettiriyordu. Onun bir maskeden çok daha öte bir şey olduğunu anlamak çok zor değildi.
Fox sessizliğini bozduğunda düşüncelerimden uyandım ve tekrar o maskenin ardındaki gözlere baktım. "Senden çok basit bir şey istiyorum," diye başladı. Elini cebine götürdü, bir yüzük çıkardı ve elime yerleştirdi. "Bu yüzüğü al, ve Kontes Umbranox'a götür." dedi. Merakıma yenilip, "Bu nedir ?" diye sordum. Gray Fox oturduğu sandalyeden kalkıp yüzümle aynı hizaya geldi ve bir süre sessizce durduktan sonra, "O anlayacaktır." dedi. Nocturnal's Cowl'un arkasındaki gözler buğuluydu, ve o gün Gray Fox'un içinden ağladığını farkettim.
Anvil'e gittiğimde gece olmuştu. Anvil Kalesi'ne girerken yalan söylemedim. Yüzüğü gösterip Kontes'e vermek istediğimi söyledim. Bir şey gizlemeye gerek yoktu, ne de olsa ironik bir şekilde bir şey almaya değil, bir şey vermeye gelmiştim. Kontes yüzüğü görünce hemen bana, "Bunu nereden aldınız ?" diye sordu. Ve ben daha cevabını veremeden omzumun üzerinde bir yere bakışları kilitlendi, ve adeta donakaldı. Arkama döndüğümde onu gördüm, Gray Fox oradaydı. İçeri nasıl girdiğini ve nasıl farkedilmediğini sorgulamadım bile, ama niye bizzat kendinin geldiği merak ettiğim bir şeydi. Ağır ağır yaklaşırken, "Milona.." diye fısıldadı, fakat kaledeki herkes o kadar şaşkın ve öyle sessiz bir şekilde kala kalmıştı ki, bu fısıltıyı salondaki herkes duydu. "Corvus ?!" dedi Kontes Umbranox, gözlerinden yaşlar adeta durmaksızın süzülüyordu artık.
Fox maskesini çıkardı. Kontes'in önünde diz çöktü ve, "Üzgünüm Milona, sana bunca yıl yaşattığım acı için.." dedi. Anvil Kontesi Milona Umbranox için bu kadarı çok fazlaydı. Gözleri kararmış olacaktı ki bir iki adım sendeledi, ve "Neden beni bırakıp gittin ?! Burada sana eksik gelen neydi ?! Yaşadıklarımı bilemezsin !" diye haykırdı ve yüzünü yere çevirdi. "Ama biliyorum Milona," diye yanıtladı Gray Fox, ya da kimliğini öğrendiğime göre, Corvus Umbranox, Anvil'in eski Kont'u. "Yıllardır seni izledim, belki kendi gözlerimle değil, ama başka gözlerle. Marcos, önündeki genç adam bana bu konuda özellikle çok yardımcı oldu. Gitmemin sebebini anlamanı beklemiyorum Milona, ama bu kalenin duvarlarının dışında senin yaşadığından çok farklı bir hayat var. Sefalet, açlık ve kaos var. Güçlülerin haklı olduğu, gücü yetmeyenlerin ezildiği bir dünya. Buraya kapanıp tüm bunlara göz yumamadım, çok üzgünüm Milona..". Sesi son kelimelerde giderek azalmıştı.
"Niye buraya geldin Corvus ? Yıllar önce açtığın yaraları deşmek için mi ? Bunca yaşanandan sonra geri dönemeyeceğimizi, eskisi gibi olamayacağımızı biliyorsun."
"Buraya tekrar Kont olmaya gelmedim Milona. Seni son bir kez görmeye geldim. Ve yüzüğümü sana vermeye. Yaşadığımı bil, uydurma bir efsane olmadığımı, ve seni düşündüğümü bil. Ama yapmam gereken başka şeyler var. Yarın sabah Tamriel'i terkediyorum. Sosaria'ya gidiyoruz, çünkü oradaki insanların da toplumun alt tabanından gelen bir adalete, eşitlik için bir mücadeleye ihtiyacı var."
Sosaria'ya "gidiyoruz" demesi dikkatimi çekti. Benim de onunla geleceğimi biliyordu. Tek bir çıt çıkarmadan attığı adımlarıyla usulca Milona Umbranox'un yanına gitti, elini avcuna aldı ve zarifçe öptü.
"Hoşçakal Milona."
Milona Umbranox'un, Anvil'in Kontesi'nin yüzünde bir kızgınlık ifadesi yoktu. Mavi gözlerinde yanlızca anlayış vardı. Corvus'a inanıyor ve yapmak istediği şeyi anlıyordu. Gitmesi gerektiğini biliyordu. Fox, Nocturnal's Cowl'u başına geçirdi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Ben de ardından yürüdüm. Biz kapıdan çıkarken kimse bizi durdurmadı, kimse tek kelime etmedi. Kontes Umbranox ise buğulu gözleriyle biz gözden kaybolana kadar gözünü kocasından ayırmadı.
3. sayfa (Toplam 4 sayfa) [ 35 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |