Etkinlik Teklifi : Sosaria'nın En Yetenekli Savaşçıları . . |
Yazar
Mesaj
Kral Dyonte sıçrayak uykusundan uyandı...
Kalbi heyecanla çarpıyor , vücudu alev alev yanıyordu. . .
Hemen doğrulup derin derin nefes almaya başladı..Halen kendine gelememişti.
Çok geçmeden yatağından fırlayıp , koşar adımlarla ahıra doğru yöneldi..
Ahır kapısının önünde kendisine şaşkın gözlerle bakan muhafızları görmedi bile...
Kapıyı itip yoluna devam etti , her adımında biraz daha korkuyor , titriyordu....
Dev saman yığınlarından sıyrılıp , atların olduğu bölmeye yaklaştı...
Adımlarını yavaşlattı , derin bir nefes aldı ,
Atları daha iyi görebilmek için elindeki gaz lambasını ileri doğru uzattı...
Gördüğü manzara karşısında donakaldı , elindeki gaz lambasını yere düşürdü ,
Gaz lambasının düşmesi üzerine samanlığın alev almasını umursamadı bile...
Gözleri yuvasından çıkmış gibi atlara daha dikkatli bakıyordu ,
Tek bir cümle söyledi ;
''Tanrı yardımcımız olsun!''
......
Askerler etrafta hızla koşuşturup çıkan yangını kontrol altına almak isterken , benzer bir koşuşturmada sarayın toplantı odasında yaşanıyordu...
Kahinler , aristokratlar , bilim insanları ...Hepsi Kral Dyonte'nin rüyasını ve ahırdaki atların değişimini tartışıyorlardı...
Gelen talepler üzerine ,
Kral Dyonte rüyasını anlatmaya başladı. . .
''Düşümde çocukluğumu gördüm...Büyük Dedem Lord British ile Britanya esnafını ziyaret ediyorduk...Bütün halk bizi coşku ile karşılamıştı ...Yaşlılar bize dualar ediyor , çocuklar ve kadınlar üzerimize çiçekler atıyorlardı..Herkes çok bahtiyar idi....
Biri hariç. . . Yaşlı Shirara. .
.
O bir kara büyücü idi...Hayvanları ve ölü insanları büyülerinde kullandığı , gece vakti evinden tuhaf çığlıkların geldiği rivayet ediliyordu..
Shirara hakkında anlatılanlardan mı yoksa dış görünüşünden mi bilmem ama ;
Onu gördüğüm anda büyük bir korkuya kapıldığımı hissettim...
Yüzünde bir öfke ve telaş hakimdi...
Oradan bir an evvel uzaklaşmak istesemde , tam arkamızda kaldığı anda onun çığlığı ile durmak zorunda kaldık. . .
''Duruuuunn!!!!''...
Muhafızlar hemen silahlarına davrandılarsa da , dedem Lord British'in tek bir el hereketi ile tekrardan ''hazır ol''a geçtiler..
Dedem Sordu ;
''Ne oldu Shirara ?''
Shirara gözlerini bana dikip kafasını sağa sola oynatarak üzerime doğru yaklaştı...
Dedemin sorusunu tam o esnada beni işaret ederek cevapladı ;
''Sana değil ; Ona anlatacağım..''
Dedem o an donakaldı..
Korktuğumu belli etmemeye çalışsam da titriyordum ;
Shirara avuçlarımı açıp , ellerimi bir süre izledikten sonra konuştu ;
''Senin için gelecekler Dyonte !
Ve tüm krallığını yok etmek için !
''kim'' dedim , kim gelecek ?
Cevapladı : ''Onlar Dyonte ...İblisin askerleri !
Onlar yenilmezler...Onlar doymazlar...
Ve onlar asla ''öldürmeden gitmezler''....
Kan gerekiyor Dyonte ! Kan !
Britanyalıların kanı ! Halkının kanı !
Britanya toprakları kana doymadan , iblisin askerleri geldikleri yere geri dönmeyecekler...
Ama halen bir şansın var Dyonte ...Bir şansın var...O iblislerden kurtulman için , soyunu devam ettirebilmen için bir şansın var !
Ama bu şansı kullanabilmen için söylediklerimi yapman gerekecek ...
Söylesene Dyonte , benim gibi yaşlı ihtiyar bir büyücüye güvenebilecekmisin ?''
Shirara'nın söyledikleri karşısında şok olmuştum ...Ona güvenmek şöyle dursun , neredeyse yanından kaçacaktım...Ama güvenmek zorundaydım...Çünkü herkes bilirdi ki karabüyücüler asla ve asla yalan söylemezlerdi ..Bu yüzden büyücülere karşı britanya halkı zorunlu bir saygı duyardı...O yüzdendir ki bir büyücü , biriyle konuşurken kimse konuşmaya dahil olup büyücünün sözü kesemezdi...
Lord British bile !
Sıra benim cevap vermeme geldiğinde , konuşabilmek adına yutkundum...
Beni korkutsa da Shirara'nın gözlerine bakıp ,ona güvendiğimi ve tavsiyelerine uyacağımı söyledim...
Cevabımın üzerine zoraki bir tebessümde bulundu , ardından şöyle dedi ;
''Senin ve Britanyalıların kaderini değiştirebilmek için , İblis ile bir anlaşma yapmaya çalışacağım . . .''
Hemen sordum , ''Nedir bu anlaşma?''
Başını öne eğip , umutsuzluğunu gizlemeye çalışarak cevap verdi ;
''En azından eşit şartlarda savaşmayı teklif edeceğim....
Kayayı bile delip geçen oklarından ,
Kılı kırk yaran kılıçlarından ,
Fırtınadan hızlı atlarından isteyeceğim...
Ama bunların hepsinin bir bedeli var....
Eğer bunları bize vermeyi kabul ederlerse , bedelini kanla ödeyeceğiz...
Bu saydığım şeyleri kullanacak olan askerler ;
Britanya'nın en yetenekli savaşçıları olmalı...
Eğer bu askerler sıradan savaşçılar olursa ;
Mağlubiyet kaçınılmaz olur ve Britanya düşer...
Bu yüzden bu saydıklarıma sahip olabilmek için Britanya'nın en iyi savaşçıları birbiriyle ölümüne savaşmalı Dyonte...
Böylelikle hem en iyi askerlerini seçmiş olacaksın , hemde kan bedelini iblise ödemiş olacaksın...
Unutma Dyonte ; ''TARİH KAN İLE YAZILIR !''
Rüyasını anlatmayı bitiren Dyonte yanındakilere döndü ve son sözünü söyledi ;
''Artık ne yapılacağını biliyorsunuz !''
...................
ETKİNLİK : Saat 22:00 ile 00:00 arası Brit köprü civarında sınırlandırılmış olan alanda , etkinliğe katılan oyuncular , 2 saat boyunca hayatta kalmaya çalışırlar...
Etkinlik sonucunda süre olarak en çok hayatta kalan oyuncu gün sonunda bir puan alır...
Etkinlik sonucu , PVP Turnuvası Sistemi mantığındadır...
Bir hafta boyunca en yüksek puanı alan oyuncu birinci olur..
Ve ödül olarak Bİg Horse , White Llama gibi bineklerden birini gelecek haftanın sonucuna kadar kullanabilir
*Etkinliğin kabul edilmesi durumunda, etkinlik sırasına hiding yasaklanabilir..
Yada düzeltilmesi gereken kısımlar varsa müdahale edilebilir..
Umarım beğenilmiştir...
Okuduğunuz için teşekkür ederim...
Kalbi heyecanla çarpıyor , vücudu alev alev yanıyordu. . .
Hemen doğrulup derin derin nefes almaya başladı..Halen kendine gelememişti.
Çok geçmeden yatağından fırlayıp , koşar adımlarla ahıra doğru yöneldi..
Ahır kapısının önünde kendisine şaşkın gözlerle bakan muhafızları görmedi bile...
Kapıyı itip yoluna devam etti , her adımında biraz daha korkuyor , titriyordu....
Dev saman yığınlarından sıyrılıp , atların olduğu bölmeye yaklaştı...
Adımlarını yavaşlattı , derin bir nefes aldı ,
Atları daha iyi görebilmek için elindeki gaz lambasını ileri doğru uzattı...
Gördüğü manzara karşısında donakaldı , elindeki gaz lambasını yere düşürdü ,
Gaz lambasının düşmesi üzerine samanlığın alev almasını umursamadı bile...
Gözleri yuvasından çıkmış gibi atlara daha dikkatli bakıyordu ,
Tek bir cümle söyledi ;
''Tanrı yardımcımız olsun!''
......
Askerler etrafta hızla koşuşturup çıkan yangını kontrol altına almak isterken , benzer bir koşuşturmada sarayın toplantı odasında yaşanıyordu...
Kahinler , aristokratlar , bilim insanları ...Hepsi Kral Dyonte'nin rüyasını ve ahırdaki atların değişimini tartışıyorlardı...
Gelen talepler üzerine ,
Kral Dyonte rüyasını anlatmaya başladı. . .
''Düşümde çocukluğumu gördüm...Büyük Dedem Lord British ile Britanya esnafını ziyaret ediyorduk...Bütün halk bizi coşku ile karşılamıştı ...Yaşlılar bize dualar ediyor , çocuklar ve kadınlar üzerimize çiçekler atıyorlardı..Herkes çok bahtiyar idi....
Biri hariç. . . Yaşlı Shirara. .
.
O bir kara büyücü idi...Hayvanları ve ölü insanları büyülerinde kullandığı , gece vakti evinden tuhaf çığlıkların geldiği rivayet ediliyordu..
Shirara hakkında anlatılanlardan mı yoksa dış görünüşünden mi bilmem ama ;
Onu gördüğüm anda büyük bir korkuya kapıldığımı hissettim...
Yüzünde bir öfke ve telaş hakimdi...
Oradan bir an evvel uzaklaşmak istesemde , tam arkamızda kaldığı anda onun çığlığı ile durmak zorunda kaldık. . .
''Duruuuunn!!!!''...
Muhafızlar hemen silahlarına davrandılarsa da , dedem Lord British'in tek bir el hereketi ile tekrardan ''hazır ol''a geçtiler..
Dedem Sordu ;
''Ne oldu Shirara ?''
Shirara gözlerini bana dikip kafasını sağa sola oynatarak üzerime doğru yaklaştı...
Dedemin sorusunu tam o esnada beni işaret ederek cevapladı ;
''Sana değil ; Ona anlatacağım..''
Dedem o an donakaldı..
Korktuğumu belli etmemeye çalışsam da titriyordum ;
Shirara avuçlarımı açıp , ellerimi bir süre izledikten sonra konuştu ;
''Senin için gelecekler Dyonte !
Ve tüm krallığını yok etmek için !
''kim'' dedim , kim gelecek ?
Cevapladı : ''Onlar Dyonte ...İblisin askerleri !
Onlar yenilmezler...Onlar doymazlar...
Ve onlar asla ''öldürmeden gitmezler''....
Kan gerekiyor Dyonte ! Kan !
Britanyalıların kanı ! Halkının kanı !
Britanya toprakları kana doymadan , iblisin askerleri geldikleri yere geri dönmeyecekler...
Ama halen bir şansın var Dyonte ...Bir şansın var...O iblislerden kurtulman için , soyunu devam ettirebilmen için bir şansın var !
Ama bu şansı kullanabilmen için söylediklerimi yapman gerekecek ...
Söylesene Dyonte , benim gibi yaşlı ihtiyar bir büyücüye güvenebilecekmisin ?''
Shirara'nın söyledikleri karşısında şok olmuştum ...Ona güvenmek şöyle dursun , neredeyse yanından kaçacaktım...Ama güvenmek zorundaydım...Çünkü herkes bilirdi ki karabüyücüler asla ve asla yalan söylemezlerdi ..Bu yüzden büyücülere karşı britanya halkı zorunlu bir saygı duyardı...O yüzdendir ki bir büyücü , biriyle konuşurken kimse konuşmaya dahil olup büyücünün sözü kesemezdi...
Lord British bile !
Sıra benim cevap vermeme geldiğinde , konuşabilmek adına yutkundum...
Beni korkutsa da Shirara'nın gözlerine bakıp ,ona güvendiğimi ve tavsiyelerine uyacağımı söyledim...
Cevabımın üzerine zoraki bir tebessümde bulundu , ardından şöyle dedi ;
''Senin ve Britanyalıların kaderini değiştirebilmek için , İblis ile bir anlaşma yapmaya çalışacağım . . .''
Hemen sordum , ''Nedir bu anlaşma?''
Başını öne eğip , umutsuzluğunu gizlemeye çalışarak cevap verdi ;
''En azından eşit şartlarda savaşmayı teklif edeceğim....
Kayayı bile delip geçen oklarından ,
Kılı kırk yaran kılıçlarından ,
Fırtınadan hızlı atlarından isteyeceğim...
Ama bunların hepsinin bir bedeli var....
Eğer bunları bize vermeyi kabul ederlerse , bedelini kanla ödeyeceğiz...
Bu saydığım şeyleri kullanacak olan askerler ;
Britanya'nın en yetenekli savaşçıları olmalı...
Eğer bu askerler sıradan savaşçılar olursa ;
Mağlubiyet kaçınılmaz olur ve Britanya düşer...
Bu yüzden bu saydıklarıma sahip olabilmek için Britanya'nın en iyi savaşçıları birbiriyle ölümüne savaşmalı Dyonte...
Böylelikle hem en iyi askerlerini seçmiş olacaksın , hemde kan bedelini iblise ödemiş olacaksın...
Unutma Dyonte ; ''TARİH KAN İLE YAZILIR !''
Rüyasını anlatmayı bitiren Dyonte yanındakilere döndü ve son sözünü söyledi ;
''Artık ne yapılacağını biliyorsunuz !''
...................
ETKİNLİK : Saat 22:00 ile 00:00 arası Brit köprü civarında sınırlandırılmış olan alanda , etkinliğe katılan oyuncular , 2 saat boyunca hayatta kalmaya çalışırlar...
Etkinlik sonucunda süre olarak en çok hayatta kalan oyuncu gün sonunda bir puan alır...
Etkinlik sonucu , PVP Turnuvası Sistemi mantığındadır...
Bir hafta boyunca en yüksek puanı alan oyuncu birinci olur..
Ve ödül olarak Bİg Horse , White Llama gibi bineklerden birini gelecek haftanın sonucuna kadar kullanabilir
*Etkinliğin kabul edilmesi durumunda, etkinlik sırasına hiding yasaklanabilir..
Yada düzeltilmesi gereken kısımlar varsa müdahale edilebilir..
Umarım beğenilmiştir...
Okuduğunuz için teşekkür ederim...
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): themyth
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 1 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |