Atlı Savaşçı.. |
Yazar
Mesaj
Sislerin ardından bir kara bulut gün ışığını gölgeliyordu. Ne pahasına olursa olsun güneşin o yakıcı sıcağının altında güçlü kasları gere gere yapılan kılıçlardan ve çekiçlerden çıkan tonlama bir müzik gibi kulaklarına yansıyor ve yaklaşan savaşı düşündüklerin de inandıkları lidere ve sahip oldukları değerlerin büyüklüğünü anladıklarında daha sert daha sert vuruyorlardı. Yaklaşık 50 demirci deliler gibi koşturuyor çalışıyorlardı. Hazırlıksız yakalanmışlardı ne kadar zırh silah bol olsa da şimdi boldan da fazlası gerekiyordu.
Çünkü yaklaşan büyük bir savaştı. Usta şövalye içindeki adrenalin ve değerleri için savaşmaya heyecanlanmıştı. Tıpkı diğer 400 şövalye gibi. Bir anda yol açıldı ve derin bir sessizlik çöktü malas toprakları adeta farklı bir leş kokuyordu. Bir yabancı yaklaşıyordu. Bu Balta ustası olan Arkadia’idi Sosaria daki ilk Surları olan ve iyilik üzerine kurulmuş birliğin lideriydi Tecrübeli bir o kadarda yetenekli Arkadia Yakymchuk yüzünde bir tebessümle çıkageldi.
Yaklaşık bir yarım kum vakti sonra 300 kişilik atlı Paladinler, 50 kişilik piyadeler Tanrılarına dua etmek için masa etrafında toplandı. Kimileri için bu savaş yıkıcı ve zor geçecekti Malas yollarında desteğe gelmek üzere müttefik olan 100 kişilik atlı Elf okçu ordusu hızla geliyordu.
“Sence şansları var mı Dark Knight ?” Lord Blackthorn un sorusunu düşünüp tartı.
“Sanmıyorum” diye yanıtladı Dark.
“Benim uçsuz bucaksız orduma karşılık ne yapabilirler ki?”
“Chaos yıkıp geçecek her yer karanlığa bürünecek.. Ahmak savaşçılar”
“Atlı Savaşçıları bu topraklardan sileceğim!!!”
Lord Wishmaster Lord British in kaybolduğunu duyduğundan beri bu savaşı bekliyordu. O gün Çatıp gelmişti ki surların yaklaşık bir kilometre arkasında Lord Blackthorn un Chaos ordusu bulunmaktaydı. Wishmaster Hayatında göreceği kitaplara geçebilecek Chaos ve Düzen savaşının içinde olduğunu biliyordu. Paladin ordusuna güveni sonsuz Tanrısına güveni sonsuzdu.
Saflar oluşturulmuştu birlikler yerlerini almıştı sur ile aralarında yaklaşık 1000 metre vardı.
Blackthorn Mancılıklara ateş emri verdi ve savaş umduğu gibi hızla başladı.
Silahını alan savaş yerine koşuyordu. Atlı Paladinler ‘in yarısı sağ diğer yarısı sol taraftan dışarı çıktılar görünmeyerek yan san safları kırma düşüncesi ile ilerlediler..
Okçular surların üzerlerinden oklar yağdırıyorlar daha bir ok gitmeden diğeri arkasından gidiyordu.
Arkalarında Trinsicin ibadet yerlerinden 5 yüce rahip geldi. Beklendiği üzere savaş alanına gidip ordulara yıldırım atıyorlar.
Düzen ordularının unuttukları bir şeyler vardı sanırım. Çünkü karşılarındaki Chaos ordusu idi
Ve bolca kara sanatlarında usta Necromancer lar dolu idi. Büyü sözleri inanılmaz hızla ağızdan çıkarken arkadan gelen iskelet ordusunu da yönetiyordu.
Hava gece karanlığına büründü.7 Kara büyücünün yaptığı sayısız büyülere yenik düşen çok Paladin ölürken düşündükleri tek şey onları öldürenin günahlarının af olmasını dilemek di.
Telaşlanmıştı Wishmaster ölen Paladinlere ve ardalarında kalan cesetlere. Rahipler Kara büyücülerin hızlarına yetişemiyordu. Hızla iskeletlerin yan saflarına hızla giren Atlı Paladin ordusu yaptığı küçük büyüleri
Rakibini yenmesinde yardımcı olmasından çok memnundu diğerleri de öyle..
Ama Kara büyücüler rahiplerle uğraşmaktansa yan safları yaymak amacı ile gelmiş büyük Süvarilere büyüler yapmaya başladılar. Kısa bir süre sonra süvarilerin dörtte üçü bozguna uğratılmış hayatları çalınmıştı. Paladinlerin ruhlarını hemen Kara büyücüler emdikleri her paladinin enerjisini çalıyor Büyü yapmaya devam ediyorlardı. Kara büyücülerden de sadece 3 tane kalmıştı. Rahiplerden ise sadece bir tanesi sağ kalmıştı. Feci şekilde yaralanmış olmasına rağmen sadece askerlerin canlarını iyileştiriyordu. Düşüneceği en son şey kendisiydi. Bir sapasağlam paladin cesetlerin arasında gezinirken bir düzen Savaşçısı gördü. Savaşçı kanlar içinde yerde yatıyordu. Paladin elindeki bandajlar ile yaralı paladine yardım ediyordu. Nedense içinde bir kötülük hissediyordu. Sonra bir ıslık çaldı. Bir süre sonra yanına geldiğinde düzen savaşçısını ata bindirdi. Atın kulağına onu en yakın tapınağa götürmesini istedi. At dörtnala hızlı bir şekilde savaş alanından uzaklaştı. O uzaklaşırken içinde duyduğu kötülüğü anladı. O kadar paladin ölmüşken sıranın artık kendisinde olduğunun da farkında gibiydi. Ağaçların arasında gelen tehlike hızla yaklaşırken kılıcını iki eliyle ve ucu yukarıya bakacak şekilde sağ göğsü hizasında tutar. Hızla yaklaşan 100'den fazla ork ve goblinden oluşan birliğin önünde gidenler onu ve yerdeki cesetleri görünce durdular.. kanla banyo yapmış gibi görünen paladinin ay ışığında siyah gözleri bir yıldız gibi parlamaktadır.. atının yeterince uzaklaşmasına imkan sağlayacağını umarak gülümser.. Orklar kendi aralarında bağrışarak paladine bakmaktadırlar.. arkadan gelen liderlerinin korkunç çığlığı ile hepsi birden ona doğru koşmaya başlar.. Dostumuzda koşar.. kılıcını kafasının üstünde çevirerek yüzden fazla düşmanın arasına tek başına dalarken öleceğine emindir ama yüreğinde bir parça korku yoktur.. tek isteği, yeterince zaman sağlayabilecek kadar hayatta kalmaktır..
Bu ölen Paladin Arkadia Yakymchuk idi. Şehir Kaos orduları tarafından ele geçirilmiş yağmalanmışı. Blackthorn’un yüzündeki gülümsemesi korkunç idi. Bu tarihe geçecek bir savaştı Kaos un Yendiği ve Sosarianın en büyük ve en güvenli şehrini ele geçirmiş olması gerçektende çok konuşulacaktı.
- O –
Kötülük her ne kadar derinden gelse de amacı uğrunda korkmadan yılmadan savaşan bir Atlı Savaşçının hikayesidir.
İyilerin tekrar doğma hakkı vardır..
Ama kötüler aciz bedenleri toprağa kavuştuğunda tekrardan dönme fırsatı yoktur…
Kılıcınız Keskin.. Yolunuz Aydınlık Olsun...
Lord Wishmaster Yakymchuk
Glorious Legendary Swordsmanship
Çünkü yaklaşan büyük bir savaştı. Usta şövalye içindeki adrenalin ve değerleri için savaşmaya heyecanlanmıştı. Tıpkı diğer 400 şövalye gibi. Bir anda yol açıldı ve derin bir sessizlik çöktü malas toprakları adeta farklı bir leş kokuyordu. Bir yabancı yaklaşıyordu. Bu Balta ustası olan Arkadia’idi Sosaria daki ilk Surları olan ve iyilik üzerine kurulmuş birliğin lideriydi Tecrübeli bir o kadarda yetenekli Arkadia Yakymchuk yüzünde bir tebessümle çıkageldi.
Yaklaşık bir yarım kum vakti sonra 300 kişilik atlı Paladinler, 50 kişilik piyadeler Tanrılarına dua etmek için masa etrafında toplandı. Kimileri için bu savaş yıkıcı ve zor geçecekti Malas yollarında desteğe gelmek üzere müttefik olan 100 kişilik atlı Elf okçu ordusu hızla geliyordu.
“Sence şansları var mı Dark Knight ?” Lord Blackthorn un sorusunu düşünüp tartı.
“Sanmıyorum” diye yanıtladı Dark.
“Benim uçsuz bucaksız orduma karşılık ne yapabilirler ki?”
“Chaos yıkıp geçecek her yer karanlığa bürünecek.. Ahmak savaşçılar”
“Atlı Savaşçıları bu topraklardan sileceğim!!!”
Lord Wishmaster Lord British in kaybolduğunu duyduğundan beri bu savaşı bekliyordu. O gün Çatıp gelmişti ki surların yaklaşık bir kilometre arkasında Lord Blackthorn un Chaos ordusu bulunmaktaydı. Wishmaster Hayatında göreceği kitaplara geçebilecek Chaos ve Düzen savaşının içinde olduğunu biliyordu. Paladin ordusuna güveni sonsuz Tanrısına güveni sonsuzdu.
Saflar oluşturulmuştu birlikler yerlerini almıştı sur ile aralarında yaklaşık 1000 metre vardı.
Blackthorn Mancılıklara ateş emri verdi ve savaş umduğu gibi hızla başladı.
Silahını alan savaş yerine koşuyordu. Atlı Paladinler ‘in yarısı sağ diğer yarısı sol taraftan dışarı çıktılar görünmeyerek yan san safları kırma düşüncesi ile ilerlediler..
Okçular surların üzerlerinden oklar yağdırıyorlar daha bir ok gitmeden diğeri arkasından gidiyordu.
Arkalarında Trinsicin ibadet yerlerinden 5 yüce rahip geldi. Beklendiği üzere savaş alanına gidip ordulara yıldırım atıyorlar.
Düzen ordularının unuttukları bir şeyler vardı sanırım. Çünkü karşılarındaki Chaos ordusu idi
Ve bolca kara sanatlarında usta Necromancer lar dolu idi. Büyü sözleri inanılmaz hızla ağızdan çıkarken arkadan gelen iskelet ordusunu da yönetiyordu.
Hava gece karanlığına büründü.7 Kara büyücünün yaptığı sayısız büyülere yenik düşen çok Paladin ölürken düşündükleri tek şey onları öldürenin günahlarının af olmasını dilemek di.
Telaşlanmıştı Wishmaster ölen Paladinlere ve ardalarında kalan cesetlere. Rahipler Kara büyücülerin hızlarına yetişemiyordu. Hızla iskeletlerin yan saflarına hızla giren Atlı Paladin ordusu yaptığı küçük büyüleri
Rakibini yenmesinde yardımcı olmasından çok memnundu diğerleri de öyle..
Ama Kara büyücüler rahiplerle uğraşmaktansa yan safları yaymak amacı ile gelmiş büyük Süvarilere büyüler yapmaya başladılar. Kısa bir süre sonra süvarilerin dörtte üçü bozguna uğratılmış hayatları çalınmıştı. Paladinlerin ruhlarını hemen Kara büyücüler emdikleri her paladinin enerjisini çalıyor Büyü yapmaya devam ediyorlardı. Kara büyücülerden de sadece 3 tane kalmıştı. Rahiplerden ise sadece bir tanesi sağ kalmıştı. Feci şekilde yaralanmış olmasına rağmen sadece askerlerin canlarını iyileştiriyordu. Düşüneceği en son şey kendisiydi. Bir sapasağlam paladin cesetlerin arasında gezinirken bir düzen Savaşçısı gördü. Savaşçı kanlar içinde yerde yatıyordu. Paladin elindeki bandajlar ile yaralı paladine yardım ediyordu. Nedense içinde bir kötülük hissediyordu. Sonra bir ıslık çaldı. Bir süre sonra yanına geldiğinde düzen savaşçısını ata bindirdi. Atın kulağına onu en yakın tapınağa götürmesini istedi. At dörtnala hızlı bir şekilde savaş alanından uzaklaştı. O uzaklaşırken içinde duyduğu kötülüğü anladı. O kadar paladin ölmüşken sıranın artık kendisinde olduğunun da farkında gibiydi. Ağaçların arasında gelen tehlike hızla yaklaşırken kılıcını iki eliyle ve ucu yukarıya bakacak şekilde sağ göğsü hizasında tutar. Hızla yaklaşan 100'den fazla ork ve goblinden oluşan birliğin önünde gidenler onu ve yerdeki cesetleri görünce durdular.. kanla banyo yapmış gibi görünen paladinin ay ışığında siyah gözleri bir yıldız gibi parlamaktadır.. atının yeterince uzaklaşmasına imkan sağlayacağını umarak gülümser.. Orklar kendi aralarında bağrışarak paladine bakmaktadırlar.. arkadan gelen liderlerinin korkunç çığlığı ile hepsi birden ona doğru koşmaya başlar.. Dostumuzda koşar.. kılıcını kafasının üstünde çevirerek yüzden fazla düşmanın arasına tek başına dalarken öleceğine emindir ama yüreğinde bir parça korku yoktur.. tek isteği, yeterince zaman sağlayabilecek kadar hayatta kalmaktır..
Bu ölen Paladin Arkadia Yakymchuk idi. Şehir Kaos orduları tarafından ele geçirilmiş yağmalanmışı. Blackthorn’un yüzündeki gülümsemesi korkunç idi. Bu tarihe geçecek bir savaştı Kaos un Yendiği ve Sosarianın en büyük ve en güvenli şehrini ele geçirmiş olması gerçektende çok konuşulacaktı.
- O –
Kötülük her ne kadar derinden gelse de amacı uğrunda korkmadan yılmadan savaşan bir Atlı Savaşçının hikayesidir.
İyilerin tekrar doğma hakkı vardır..
Ama kötüler aciz bedenleri toprağa kavuştuğunda tekrardan dönme fırsatı yoktur…
Kılıcınız Keskin.. Yolunuz Aydınlık Olsun...
Lord Wishmaster Yakymchuk
Glorious Legendary Swordsmanship
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 7 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |