Kara Kralın Hazinesi |
Yazar
Mesaj
Kavuran yaz akşamına ilahların bir lütfuymuş gibi göğüs gerip tatlı tatlı esen meltemi teninde daha fazla hissedebilmek için Vayne elini pencereden dışarı sanki bütün rüzgarı içeri davet edermişçesine uzattı. Bu sıcaklar yetmiyormuş gibi Amiralin sesi yine dur durak bilmeksizin kulak tırmalamaya devam ediyordu. Amiral, Britain Donanmasının en büyük gemisiyle yıllarca limana demir attığı gibi son demirinide bu hana atmıştı. The Cat's Lair, Britain'ın en büyük hanı olmasa bile bankaya ve dillere destan Britain Köprüsüne olan yakınlığı sayesinde popülerliğini -Amirale rağmen- yitirmemişti.
Vayne ister istemez gürültüye doğru döndü. Onu alıp uzaklara, başka hayallere, götüren tatlı esintinin büyüsü yine Amiralin pes fakat cızırtılı sesiyle bozulmuştu. Amiral karşısına iki genç almış avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
Amiralin karşısındaki iki genç oturuyordu. Bunların ilki, ortalama bir erkeğe göre daha yapılıydı. Üzerinde kırmızı ejderha pullarından işlenmiş ağır görkemli bir zırh vardı ve sırtında neredeyse kendisi kadar büyük bir kılıç asılıydı. Bütün bu sert ve asker duruşuna rağmen yüzündeki tatlı gülümseme ile deniz kadar mavi gözlerini hiç ayırmadan amirali, dedesini dinleyen bir torun gibi dinliyordu. Diğer adam ise ortağının aksine gayet zayıf ve kırılgan görünüyordu. Siyah cüppesinin kukuletasını gözlerinin hizasına kadar çekmiş, şöminenin ateşinden yansıyan gölgelerin ardında saklanıyor, hiçbir tepkisinin görünmesine izin vermiyor gibiydi.
"Off! Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz!" diye çıkıştı Amiral Maleroth. Yıllanıp dökülmüş, çenesinde tel tel kalmış beyaz sakallarını kaşıdı, önündeki maşrapasını kaldırıp kocaman bir yudum aldıktan sonra ekledi; "Onlarca yıl Lord British'in donanmasında hizmet verdim, ondan önce bir o kadar da korsanlarla savaştım. Fakat bu hikayeleri kovalayıpta ardından devamını anlatmaya geleni hiç görmedim."
Tartıştığı gençlerden zayıf olan sakince cevapladı ihtiyar denizciyi, "Buc's’taki bağlantılarıma güveniyorum, hikayenin doğruluk payı benim harekete geçmem için yeterli. Sadece buradaki arkadaşımla nasıl bir yol izleyeceğimizi düşünüyorduk. Babam sizin –eskiden- saygıdeğer bir denizci olduğunuzu ve bunun için sizden akıl alabileceğimizi söyledi. Lütfen planımızı dinleyip karar vermemiz için bize engin tecrübelerinizden yararlanmamız için izin verin.”
Vayne Amiralden bir patlama beklerken aksine genç adamın sesi ihtiyarı sakinleştirip, aklın yoluna davet etmiş gibiydi. İlgisini handaki herkes gibi o da artık masadaki sohbete çevirmişti.
Zayıf olan adam arkadaşını işaret ederken konuşmaya başaldı, “Valeros Buc’s ve çevresindeki korsanlara güven olmayacağına inanıyor, o planın geri kalan kısmını daha sonra anlatır. Benim planım biraz tehlikeli, zor, fakat hızlı,” dedikten sonra hemen yanında duran inek derisi çantadan harita olduğu anlaşılan büyük bir parşömen çıkartıp masaya serdi.
“Buradan çıkıp Buc’s a geçmeyi düşünüyorum. Hemen portalın çıkışında The Pirate’s Plunder diye bir han var. Bağlantım orada, Captain Blackheart, belki ismini duymuşsunuzdur.” Zayıf adam Amiral ’in homurdanmasına kulak asmadan devam etti. “Ben daha önceden kaptan ile bir görüşme ayarladım. Kendisi bizden 10000 altın ve bir gemi talep etti. Eğer isteklerini karşılayacak olursak bizi kayıp diyarlara götürecek. Kayıp diyaralarda (Lost Lands) Ağzına kadar eklembacaklılarla dolu bir kale var (Terethan Keep) eğer o kalenin alt katlarına ilerleyebilirsek bizi güçlü bir düşman bekliyor olacak. Ne olduğuna dair bir fikrim yok. Sadece kaleyi koruyan bir nöbetçi diye geçiyor fakat bütün hikayeleri birleştirirsek bir iblis olduğu kanısındayım. Bu iblisi bir şekilde alt etmemiz veya kandırmamız gerekiyor. Aradığımız harita ibliste.”
Görev: Valeros ve Saeros Lord Blackthorn’un kayıp hazinesinin büyük bir bölümünü bulduklarına inanıyorlar ve bu yolculukta onlara yardım edecek maceracılar arıyorlar.
Kimler alabilir: Her biri en az 1 adet 115 skill sahibi 3 karakter gerekiyor.
Brit Bankanın hemen altında kalan The Cat’s Lair adlı handa bulunan Amiral Maleroth ile konuştuğunuz zaman görev başlamış olacak. Yalnız dikkat edin Lord Lanster eğer civarda ise görevi duyduğu zaman altını kendisi için isteyeceğinden size saldıracaktır. Britten sonra Buccaneer’s Den de The Pirate’s Plunder adlı handaki kaptan ile konuşup ona istediklerini (10000 altınlık bir check, orta boy bir gemi ve bir şişe rom) verdiğinizde sizi Kraken ve Sea Serpent dolu bir okyanus yolculuğundan sonra Lost Landse geçebileceğiniz yere getirecek ve Lost Lands’te Terethan Keep’in en alt katında bulunan Güçlü bir Balron ile savaşıp, yenebilirseniz cesedinden Lord Blackthorn’un müritlerinin onun adına Ilshenar’da yaptırdığı kaleyi gösteren bir harita çıkacak. Haritayı ele geçirip kaleye ulaştığınız zaman ise birkaç Betrayer öldürüp çadırda bulunan kasanın anahtarına ulaşmanız gerek. Anahtara ulaşıp kasayı açabildiğiniz takdirde 10 adet 100k Check ve eğer birazda şanslı iseniz 1 Minor Artifact sahibi olabilme ihtimaliniz var. Her oyuncu için ayrı ayrı anahtar gerekmiyor fakat en az 3 kişi yapılması gerekiyor. Fakat yetenekli bir hırsız arkadaşları iblisin etrafındaki korumalarla mücadele ederken haritayı iblisten alabilir.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Vayne ister istemez gürültüye doğru döndü. Onu alıp uzaklara, başka hayallere, götüren tatlı esintinin büyüsü yine Amiralin pes fakat cızırtılı sesiyle bozulmuştu. Amiral karşısına iki genç almış avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
Amiralin karşısındaki iki genç oturuyordu. Bunların ilki, ortalama bir erkeğe göre daha yapılıydı. Üzerinde kırmızı ejderha pullarından işlenmiş ağır görkemli bir zırh vardı ve sırtında neredeyse kendisi kadar büyük bir kılıç asılıydı. Bütün bu sert ve asker duruşuna rağmen yüzündeki tatlı gülümseme ile deniz kadar mavi gözlerini hiç ayırmadan amirali, dedesini dinleyen bir torun gibi dinliyordu. Diğer adam ise ortağının aksine gayet zayıf ve kırılgan görünüyordu. Siyah cüppesinin kukuletasını gözlerinin hizasına kadar çekmiş, şöminenin ateşinden yansıyan gölgelerin ardında saklanıyor, hiçbir tepkisinin görünmesine izin vermiyor gibiydi.
"Off! Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz!" diye çıkıştı Amiral Maleroth. Yıllanıp dökülmüş, çenesinde tel tel kalmış beyaz sakallarını kaşıdı, önündeki maşrapasını kaldırıp kocaman bir yudum aldıktan sonra ekledi; "Onlarca yıl Lord British'in donanmasında hizmet verdim, ondan önce bir o kadar da korsanlarla savaştım. Fakat bu hikayeleri kovalayıpta ardından devamını anlatmaya geleni hiç görmedim."
Tartıştığı gençlerden zayıf olan sakince cevapladı ihtiyar denizciyi, "Buc's’taki bağlantılarıma güveniyorum, hikayenin doğruluk payı benim harekete geçmem için yeterli. Sadece buradaki arkadaşımla nasıl bir yol izleyeceğimizi düşünüyorduk. Babam sizin –eskiden- saygıdeğer bir denizci olduğunuzu ve bunun için sizden akıl alabileceğimizi söyledi. Lütfen planımızı dinleyip karar vermemiz için bize engin tecrübelerinizden yararlanmamız için izin verin.”
Vayne Amiralden bir patlama beklerken aksine genç adamın sesi ihtiyarı sakinleştirip, aklın yoluna davet etmiş gibiydi. İlgisini handaki herkes gibi o da artık masadaki sohbete çevirmişti.
Zayıf olan adam arkadaşını işaret ederken konuşmaya başaldı, “Valeros Buc’s ve çevresindeki korsanlara güven olmayacağına inanıyor, o planın geri kalan kısmını daha sonra anlatır. Benim planım biraz tehlikeli, zor, fakat hızlı,” dedikten sonra hemen yanında duran inek derisi çantadan harita olduğu anlaşılan büyük bir parşömen çıkartıp masaya serdi.
“Buradan çıkıp Buc’s a geçmeyi düşünüyorum. Hemen portalın çıkışında The Pirate’s Plunder diye bir han var. Bağlantım orada, Captain Blackheart, belki ismini duymuşsunuzdur.” Zayıf adam Amiral ’in homurdanmasına kulak asmadan devam etti. “Ben daha önceden kaptan ile bir görüşme ayarladım. Kendisi bizden 10000 altın ve bir gemi talep etti. Eğer isteklerini karşılayacak olursak bizi kayıp diyarlara götürecek. Kayıp diyaralarda (Lost Lands) Ağzına kadar eklembacaklılarla dolu bir kale var (Terethan Keep) eğer o kalenin alt katlarına ilerleyebilirsek bizi güçlü bir düşman bekliyor olacak. Ne olduğuna dair bir fikrim yok. Sadece kaleyi koruyan bir nöbetçi diye geçiyor fakat bütün hikayeleri birleştirirsek bir iblis olduğu kanısındayım. Bu iblisi bir şekilde alt etmemiz veya kandırmamız gerekiyor. Aradığımız harita ibliste.”
Görev: Valeros ve Saeros Lord Blackthorn’un kayıp hazinesinin büyük bir bölümünü bulduklarına inanıyorlar ve bu yolculukta onlara yardım edecek maceracılar arıyorlar.
Kimler alabilir: Her biri en az 1 adet 115 skill sahibi 3 karakter gerekiyor.
Brit Bankanın hemen altında kalan The Cat’s Lair adlı handa bulunan Amiral Maleroth ile konuştuğunuz zaman görev başlamış olacak. Yalnız dikkat edin Lord Lanster eğer civarda ise görevi duyduğu zaman altını kendisi için isteyeceğinden size saldıracaktır. Britten sonra Buccaneer’s Den de The Pirate’s Plunder adlı handaki kaptan ile konuşup ona istediklerini (10000 altınlık bir check, orta boy bir gemi ve bir şişe rom) verdiğinizde sizi Kraken ve Sea Serpent dolu bir okyanus yolculuğundan sonra Lost Landse geçebileceğiniz yere getirecek ve Lost Lands’te Terethan Keep’in en alt katında bulunan Güçlü bir Balron ile savaşıp, yenebilirseniz cesedinden Lord Blackthorn’un müritlerinin onun adına Ilshenar’da yaptırdığı kaleyi gösteren bir harita çıkacak. Haritayı ele geçirip kaleye ulaştığınız zaman ise birkaç Betrayer öldürüp çadırda bulunan kasanın anahtarına ulaşmanız gerek. Anahtara ulaşıp kasayı açabildiğiniz takdirde 10 adet 100k Check ve eğer birazda şanslı iseniz 1 Minor Artifact sahibi olabilme ihtimaliniz var. Her oyuncu için ayrı ayrı anahtar gerekmiyor fakat en az 3 kişi yapılması gerekiyor. Fakat yetenekli bir hırsız arkadaşları iblisin etrafındaki korumalarla mücadele ederken haritayı iblisten alabilir.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 4 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |