[C-f] Champion Fighter'S Sayfaya git: 1, 2, 3, 4, 5, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Günlerden 21 temmuz 2010 bir diriliş gerçekleşmekte Ordusunu Kumandan Serdara teslim ettikten sonra Biritaniania' ya uzanan o uzun yollarda yürümekteydi Maria .Yolda çeşitli maceralar atlattıktan sonra arzuladığı şehir, geleceğin şehri karşısında gözleri kamaştırcasına duruyordu ama şehirde bir sessizlik hakim sanki terkedilmiş gibiydi.
Maria O geniş ama bi o kadarda kısa olan köprüden geçmek istedi , içinde bir ürperti vardı sanki köprü yıkılacak gibiydi ama herşeyi göze alarak arzuladığı şehre ilk adımlarını attı herşey yerli yerindeydi girerken hemen solda ufak kale vardı savaşlarda öncü kuvvetlerini yerleştirdiği ufakta olsa ama çok savaş kazandıran kale vardı.Daha sonra ürkek adımlarla ilerledi Şehrin bankasına yaklaştı ve bankayı 2 bekçiye teslim edilmiş halde gördü ardından bekçilere merakla sordu;'' eyy bekçiler şehir anladığım kadarıyla boş nerede bu insanlar ve siz neden savunmasız bir şehrin bankasını 2 kişi tutuyorsunuz paraların çalınıcağından ve ölmekten hiç mi korkmuyorsunuz'' dedi;fakat cevap çıkmadı 2 bekçide öylece Taş gibi gibi durup Mariaya dogru bakmakta idiler durumu daha iyi anlamak için yanlarına iyice yaklaştı ve sanki lanetlenmiş gibiydiler hiç bir şekilde kıpırdamıyor konuşmuyor acı hisetmiyorlardı.Maria bankayi etraflıca gezmeye başladı kasada parada yoktu SOru işaretleri iyice artmaya başladı bu insanlar nerde idi bu şehir neden böyle terk edilmiş ti...
Ve şehri gezmeye karar verdi belki hayatta olan yada şehri terk etmeyen birilerine rastlayabilirdi sonunda o kişiye rastladı uzaklardan seslenerekk ''Eyyy Dostt eyyy dooosstt bakarmısınn... '' kişi acelesi var gibiydi ve bir an durdu bana baktı buyurun dedi meraklı bir halle sordu: ''Nerde bu insanlar nerde bu halkımız ? '' Kişi Önce bir içç çektii ardından cevap verdi ''ahhh dostum bir zamanlar burda çok eskiden insanlar mutlu ve huzurlu yaşardı sonra bazı zalim insanlar çok güçlendii ver herkezi Britania Ormanlarına Çekmeye başladılar adeta orda yeni bir devlet oldular sonrasında Biritaniayı ablukaya aldılar ve giriş çıkışları kapattılar dışardan yiyecek içicek butun sevkiyatları kestiler hiç bir şekilde içeri yardım ulaşamaz oldu zaman zamanı kovaladıkça insanlar açlıktan birbirlerini yemeye başladılar bazıları ise buna dayanamayıp köprüden geçmek istediler ve acımasız barbar katillere kendilerini yem ettiler ama onlar için kolay ölüm olmadı Şehrimiz de her yerde ceset doldu cesetllerimizi yakamadık koktular ve hastalık yaymaya başladılar sonrasında hazin son....
Bazılarımız hayatta kalmayı başarabildi bunlardan bir kaçı lağımlarda yaşamayı başarabildi kuşatma bittiğinde yeryüzüne çıkmaya çalıştılar bazıları hayata tutunabildi bazıları tutunamadı ben de bunlardan biriyim'' dedi ve ekledi '' Benim gibi hayata tutunan kişilerden kolonimizi yeniden kurup ailelerimizi katleden insanlardan intimakmımızı almak için butun varımı yoğumu ortaya koyacağım'' dedi ve gözleri dolmaya başladı bu onun yürekli üzgün asi bir o kadarda intikam dolan gözlerinden akan aslında belli etmek istemesede elinde olmuyan Yiğit göz yaşı idi..
Belli bir süre geçtikten sonra mariaya döndü ve anlattıklarından etkilendiğini anladığı anda Mariadan bir söz istedi bu zalimlere karşı varını yoğunu ortaya koyacağına bu şehri tekrar ayakta tutacağına ve buranın Ordumuzun komutanı olacağına dair söz vermeni istiyorum dedi ondan sonra ekledi Artık bu son dirilişti,bundan sonra bu diyarlarda bir diriliş daha gerçekleşmez senin gibileri bir daha buraya gelmez o yüzden belki son şansımız ola bilirsin dedi...
Ve Maria Bu kadar hüzün dolu hikayeyi ve bir o kadar canice katledilmiş insanları duyup bunların intikamını almaya yemin etti ve söz verdi ''bu şehri bundan sonraki bütün tehlikere karşı koruyacağıma ve gerekirse canımı hiç düşünmeden ortaya koyacağıma söz veriyorum'' dedi ardından Ordusunu toplamak için şehri terk etti.
Maria'nın ordusu kumandan Serdara Devredip özlediği diyarlara gittikten kısa bir süre sonra saldırıya uğradı ve Serdarın bütün çabalarına rağmen büyük bir yenilgi alarak geri çekildi Maria bu bitkin düşmüş yorulmuş ve her şeyden önemlisi azalmış orduyu görünce şoke oldu ve kalan ordusuyla birlikte Birit şehrine yol aldı yolda seyyar gezen Yiğidoları orduya ilave ederek biraz daha güçlenmeye başladı yolu az kalmıştı şehre ulaşmak üzere ama hala ordusu düşündüğü sayıya ulaşamadı ama umudunu yitirmemişti ve emin adımlarla Biritania topraklarına girdi sonrasında şehiri yeniden canlandırdı kıyıda köşede saklanan insanlara güven geldi artık demircisi silahları kızgın ateşte dövüyor çiftçisi tarlada koyun otlatabiliyordu o eski rahat günler adeta geri dönmüştü;
Ama maria şunu çok iyi biliyordu sayı hala istediği seviyede deyildi ve ordusunu her an savaşa hazır duruma sokmak için elinden gerekeni yapması gerekiyordu.Aklına bir fikir geldi:İnsanları Bir lonca adı altında toplamak onları daha heycanlandıracağını ve daha cesaretlendiriceğini anlamıştı.Bunun Üzerine C-F Loncasını Kurdu İnsanları buraya dahil etti ARtık herşey hazırdı büyük savaşı bekliyordu....
Maria O geniş ama bi o kadarda kısa olan köprüden geçmek istedi , içinde bir ürperti vardı sanki köprü yıkılacak gibiydi ama herşeyi göze alarak arzuladığı şehre ilk adımlarını attı herşey yerli yerindeydi girerken hemen solda ufak kale vardı savaşlarda öncü kuvvetlerini yerleştirdiği ufakta olsa ama çok savaş kazandıran kale vardı.Daha sonra ürkek adımlarla ilerledi Şehrin bankasına yaklaştı ve bankayı 2 bekçiye teslim edilmiş halde gördü ardından bekçilere merakla sordu;'' eyy bekçiler şehir anladığım kadarıyla boş nerede bu insanlar ve siz neden savunmasız bir şehrin bankasını 2 kişi tutuyorsunuz paraların çalınıcağından ve ölmekten hiç mi korkmuyorsunuz'' dedi;fakat cevap çıkmadı 2 bekçide öylece Taş gibi gibi durup Mariaya dogru bakmakta idiler durumu daha iyi anlamak için yanlarına iyice yaklaştı ve sanki lanetlenmiş gibiydiler hiç bir şekilde kıpırdamıyor konuşmuyor acı hisetmiyorlardı.Maria bankayi etraflıca gezmeye başladı kasada parada yoktu SOru işaretleri iyice artmaya başladı bu insanlar nerde idi bu şehir neden böyle terk edilmiş ti...
Ve şehri gezmeye karar verdi belki hayatta olan yada şehri terk etmeyen birilerine rastlayabilirdi sonunda o kişiye rastladı uzaklardan seslenerekk ''Eyyy Dostt eyyy dooosstt bakarmısınn... '' kişi acelesi var gibiydi ve bir an durdu bana baktı buyurun dedi meraklı bir halle sordu: ''Nerde bu insanlar nerde bu halkımız ? '' Kişi Önce bir içç çektii ardından cevap verdi ''ahhh dostum bir zamanlar burda çok eskiden insanlar mutlu ve huzurlu yaşardı sonra bazı zalim insanlar çok güçlendii ver herkezi Britania Ormanlarına Çekmeye başladılar adeta orda yeni bir devlet oldular sonrasında Biritaniayı ablukaya aldılar ve giriş çıkışları kapattılar dışardan yiyecek içicek butun sevkiyatları kestiler hiç bir şekilde içeri yardım ulaşamaz oldu zaman zamanı kovaladıkça insanlar açlıktan birbirlerini yemeye başladılar bazıları ise buna dayanamayıp köprüden geçmek istediler ve acımasız barbar katillere kendilerini yem ettiler ama onlar için kolay ölüm olmadı Şehrimiz de her yerde ceset doldu cesetllerimizi yakamadık koktular ve hastalık yaymaya başladılar sonrasında hazin son....
Bazılarımız hayatta kalmayı başarabildi bunlardan bir kaçı lağımlarda yaşamayı başarabildi kuşatma bittiğinde yeryüzüne çıkmaya çalıştılar bazıları hayata tutunabildi bazıları tutunamadı ben de bunlardan biriyim'' dedi ve ekledi '' Benim gibi hayata tutunan kişilerden kolonimizi yeniden kurup ailelerimizi katleden insanlardan intimakmımızı almak için butun varımı yoğumu ortaya koyacağım'' dedi ve gözleri dolmaya başladı bu onun yürekli üzgün asi bir o kadarda intikam dolan gözlerinden akan aslında belli etmek istemesede elinde olmuyan Yiğit göz yaşı idi..
Belli bir süre geçtikten sonra mariaya döndü ve anlattıklarından etkilendiğini anladığı anda Mariadan bir söz istedi bu zalimlere karşı varını yoğunu ortaya koyacağına bu şehri tekrar ayakta tutacağına ve buranın Ordumuzun komutanı olacağına dair söz vermeni istiyorum dedi ondan sonra ekledi Artık bu son dirilişti,bundan sonra bu diyarlarda bir diriliş daha gerçekleşmez senin gibileri bir daha buraya gelmez o yüzden belki son şansımız ola bilirsin dedi...
Ve Maria Bu kadar hüzün dolu hikayeyi ve bir o kadar canice katledilmiş insanları duyup bunların intikamını almaya yemin etti ve söz verdi ''bu şehri bundan sonraki bütün tehlikere karşı koruyacağıma ve gerekirse canımı hiç düşünmeden ortaya koyacağıma söz veriyorum'' dedi ardından Ordusunu toplamak için şehri terk etti.
Maria'nın ordusu kumandan Serdara Devredip özlediği diyarlara gittikten kısa bir süre sonra saldırıya uğradı ve Serdarın bütün çabalarına rağmen büyük bir yenilgi alarak geri çekildi Maria bu bitkin düşmüş yorulmuş ve her şeyden önemlisi azalmış orduyu görünce şoke oldu ve kalan ordusuyla birlikte Birit şehrine yol aldı yolda seyyar gezen Yiğidoları orduya ilave ederek biraz daha güçlenmeye başladı yolu az kalmıştı şehre ulaşmak üzere ama hala ordusu düşündüğü sayıya ulaşamadı ama umudunu yitirmemişti ve emin adımlarla Biritania topraklarına girdi sonrasında şehiri yeniden canlandırdı kıyıda köşede saklanan insanlara güven geldi artık demircisi silahları kızgın ateşte dövüyor çiftçisi tarlada koyun otlatabiliyordu o eski rahat günler adeta geri dönmüştü;
Ama maria şunu çok iyi biliyordu sayı hala istediği seviyede deyildi ve ordusunu her an savaşa hazır duruma sokmak için elinden gerekeni yapması gerekiyordu.Aklına bir fikir geldi:İnsanları Bir lonca adı altında toplamak onları daha heycanlandıracağını ve daha cesaretlendiriceğini anlamıştı.Bunun Üzerine C-F Loncasını Kurdu İnsanları buraya dahil etti ARtık herşey hazırdı büyük savaşı bekliyordu....
1. sayfa (Toplam 5 sayfa) [ 44 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |